hortiturkey
Baş Editör

Bağlarda Bitki Besin Maddesi Düzensizlikleri

8 Dakikalık Okuma
30 Nisan 2020 Perşembe
Bitki Koruma
Bağlarda Fizyolojik Hastalıklarla Mücadele
Özet
Bağlarda; besin maddesi noksanlığı ya da fazlalığı ve sıcak ya da soğuktan kaynaklanan fizyolojik bozuklarlarla nasıl mücadele edeceğinizi öğrenin.
0
Paylaş
Bu içerik, Bağ zirai mücadelesinin bir parçasıdır. Bu kategorideki tüm mücadele yöntemlerini ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Besin Maddesi Noksanlıkları

Bitkilerde besin maddesi noksanlıklarının en sık rastlanan nedenleri arasında;

  • Topraktaki besin maddelerinin belirlenen mutlak noksanlığı,
  • Alınabilirliği sınırlandıran toprak ve diğer ekolojik çevre faktörleri,
  • Fazla, yetersiz, orantısız, dengesiz gübreleme koşulları,
  • Gübrenin alınmasını ve kullanılmasını zorlaştıran bitki genetik özellikleri sayılabilir.

Asmaların sağlıklı gelişiminde önemli olan makro besin elementleri ve bunların bitki bünyesine dengesiz alınması durumunda sık karşılaşılan sorunlar aşağıda özetlenmiştir:

Azot (N)

Azot, bitkide bulunan birçok önemli organik bileşiğin yapısında yer alır. Örneğin, proteinler, amino asitler, nükleik asitler, enzimler, klorofil, ATP, ADP gibi önemli organik bileşikler yapılarında azot bulundurmaktadır. Azot bitkilerdeki yeni hücrelerin oluşumu için en gerekli elementlerden biridir.

Azot noksanlığında yapraklarda görülen kloroz, yaprağın tümünün homojen olarak sararması şeklinde ortaya çıkmakta ve bu sararma ilk önce yaşlı yapraklarda görülmektedir (Şekil 122a). Azot noksanlığı bitkinin özellikle vejetatif gelişmesini olumsuz yönde etkiler. Asmanın yaprak ve gövde sistemi oldukça zayıf kalır. Taneler küçük kalabilir, yapraklardan meyvelere azot taşınması olmadığından salkımlardaki renk değişimi de karakteristiktir. Uzun süren soğuk ve nemli havanın yarattığı nekrozlar ile mekanik zararlanmalar ve kök zararlılarının neden olduğu belirtiler azot eksikliği ile karıştırılmamalıdır.

Azot fazlalığında ise asmadaki yaprak adedi artar. Yapraklar daha iri, kaba (kalın) yapılı, yaprak damarları çok kalın, yaprak ayası koyu yeşil renklidir. Aşırı azotla beslenen bağlarda salkımlar gölgede kalacağı için hasat gecikir. Üreticiler fazla veya tek yanlı azotlu gübre kullanmakla ürün miktarında artış beklerken azalma meydana gelir.

Fosfor (P)

Bu element asmanın çok önemli bir takım organik bileşiklerinin yapısında yer almaktadır. Bitkide enerji transferini sağlayan ATP de bu bileşiklerin en önemlilerinden biri olup fosfor elementi bitkinin genetik özelliklerini belirleyen DNA’nın oluşumu için en gerekli elementlerden birisidir.

Fosfor, bitkinin generatif organlarında diğer organlarına nazaran daha fazla miktarda bulunur. Fosfor noksanlığında en çok çiçek, meyve, tohum gibi generatif organlar zarar görmektedir.

Eksiklik belirtileri ilk önce yaşlı yapraklarda fark edilmekte olup sürgün büyümesi de yavaşlamakta, yapraklar küçük kalırken yaprak adedinde azalmalar görülmektedir. Çok ileri devredeki fosfor noksanlığında yapraklarda erguvanımsı kırmızı renk oluşur (Şekil 122b ve c) Salkımlardaki meyve tutum oranı azaldığı için verim de düşer. Bitkinin kök gelişmesi yavaşlayacağından asmanın genel beslenmesinde de büyük problemler yaşanır.

Fosfor fazlalığı ise çinko ve demir noksanlıklarında söz konusu olur.

Şekil 122. a) Asmada azot noksanlığı b) Asmada fosfor noksanlığı c) Yaprakta fosfor eksikliği belirtisi

Potasyum (K)

Bitkinin karbonhidrat metabolizmasındaki şekerlerin oluşumunda, protein sentezinde, bitkinin su tüketimini ayarlayan gözeneklerin açılıp kapanmasında, bitkinin stres şartlarına ve zararlı organizmalara karşı dayanıklılığının artmasında, hücre bölünmelerinde görev alan bir elementtir. Potasyum bitkilerde birçok kalite faktörünü etkileyen bir besin elementi olduğu için, bitkinin özelliğine göre değişmekle beraber, eksikliği durumunda genellikle ürün kalitesinde bazı bozulmalar meydana gelir.

Asmada potasyum eksikliği
Şekil 123. Asmada potasyum eksikliği

Eksiklik belirtileri ilk önce yaşlı yapraklarda ve öncelikle yaprak kenarları ile uçlarında görülmeye başlar. Yaprak kenarları önce sararır, daha sonra koyu kahverengiye ve noksanlığın çok şiddetli safhalarında siyaha dönüşerek dökülürler (Şekil 123 ve 124a). Potasyum eksikliği salkımlarda uç kurumalarına neden olabilir (Şekil 124b).

Salkımda potasyum eksikliği
Şekil 124. a) Asmada potasyum eksikliği b) Salkımda potasyum eksikliği

Kalsiyum (Ca)

Düşük pH değerli asit topraklar ve kireç ihtiva etmeyen topraklar hariç, kalsiyum eksikliğine pek rastlanmaz. Bitkinin özellikle kök gelişmesinde, hücredeki metabolizma olaylarında kalsiyumun önemli derecede rolü vardır.

Eksiklik belirtileri önce bitkinin büyüme noktalarında, sürgün ucundaki yapraklarda ortaya çıkar. Bunun nedeni kalsiyumun bitki bünyesinde oluşan bazı organik asitlerle geçici ve kalıcı organik bağlar oluşturması, buna bağlı olarak yaşlı dokulardan genç dokulara taşınmasının önlenmesidir. Kalsiyum, özellikle hücre çeperlerinin yapısı ve geçirgenliği üzerine etki ederek yaş üzümlerin raf ömrü üzerine etkili olur. Aşırı derecede eksikliğinde sürgün ucundaki yapraklarda renk açılması ile birlikte, yaprak ayasında küçülme ve yapraklarda kıvrılmalar meydana gelir. Çok kireçli topraklarda ise demir noksanlığının ortaya çıkmasında en önemli nedenlerden biridir. Kalsiyum eksikliğinde kalitenin azalmasının yanında verimde de azalma meydana gelmektedir.

Magnezyum (Mg)

Klorofilin merkez atomu olan magnezyum, fotosentezde oynadığı önemli rol nedeniyle hayatın devamlılığını sağlayan en önemli elementlerden birisidir. Magnezyum eksikliğinde aniden klorofil miktarı düşerek fotosentez gerilemekte ve bunun doğal sonucu olarak da bitkide gelişme geriliği ve ürün kaybı oluşmaktadır.

Magnezyumdaki eksiklik belirtileri diğer elementlerde olduğu gibi, yine öncelikli olarak yaşlı yapraklarda görülmektedir. Eksikliğin en tipik belirtisi, yaşlı yaprakların sapından itibaren önce damar aralarında renk açılmasıdır (Şekil 125a ve b). Yaprağın kenarlarından başlayan noksanlık belirtileri damarlara doğru ilerlerken yaprağın yeşil rengi, ileri safhalarda yerini kırmızımsı renge bırakmaktadır (Şekil 125c).

Asma yaprağında magnezyum eksikliği
Şekil 125. a) Yaprakta magnezyum eksikliği b) Yaprakta magnezyum eksikliği c) Yaprakta magnezyum eksikliği

Mikro besin elementlerinin makro besin elementlerinden daha az öneme sahip olduğu şeklindeki görüşün yanlış olduğu günümüzde yapılan çalışmalar sonucu ortaya konmuştur. Özellikle fizyolojik açıdan mikro besin elementlerinin önemi, makro elementlerden daha az olmamakla birlikte hangi besin elementi olursa olsun, ortamda yeterince bulunamaması halinde, bitkinin normal yaşamını sürdürmesi ve hayat devresini tamamlaması mümkün görülmemektedir.

Demir (Fe)

Bitkinin bünyesinde en çok bulunan mikro besin elementlerinden birisi olup bitkiye yeşil rengi veren klorofilin yapısında bulunmamasına rağmen, klorofilin oluşumunda rol oynamaktadır. Bitkinin birçok enzimatik reaksiyonunda ve enerji metabolizmasında rol oynayan demir eksikliğinin bağlarda ortaya çıkmasının birçok nedeni bulunmaktadır. Bu nedenler arasında, toprakta fazla miktarda bulunan kireç, kirecin ayrışması sonucunda sulama suyu ve toprağa karışan bikarbonat (HCO3), yüksek pH değeri, toprağın kötü havalanması, toprağın yetersiz organik madde içermesi ve taban suyunun yüksekliği sayılabilir. Genellikle topraklarda demir miktarları yeterli olmasına rağmen yukarıda sayılan nedenlerden dolayı demirin alınması engellenebilmektedir. Özellikle asmanın büyüme noktaları ve genç yapraklarında demir eksikliği görülebilmektedir.

İlgili Ürünler

Eksiklik belirtileri önce damar aralarında yeşil rengin azalması ve daha sonra sararması ile ortaya çıkarken yapraklar normale nazaran daha küçük ve ince yapıya sahip olmaktadır. Çok ileri aşamada ise damarlar da sararmaktadır (Şekil 126). Demir eksikliği kireçli topraklarda ve özellikle yağışı bol olan yıllarda daha çok görülürken, neden olarak kirecin çözünmesi sureti ile ortama bol miktarda kalsiyum (Ca)++ ve (HCO3)- anyonlarının yayılması gösterilmektedir.

Asmada demir noksanlığı
Şekil 126. a) Asmada demir noksanlığı b) Yaprakta demir noksanlığı

Çinko (Zn)

Asmanın bünyesinde demire oranla daha az bulunmasına rağmen ürün miktarı ve kalitesini en çok etkileyen mikro besin elementlerinden birisidir. Türkiye topraklarında bitki tarafından alınabilir formda çinko miktarının genellikle yetersiz düzeyde bulunması ve toprakta fazla kireçten dolayı pH değerinin yükselmesi, gereğinden fazla fosforlu gübre kullanılması, çinko eksikliğinin hemen hemen tüm bitkilerde ve bağlarda ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Topraklarda fazla miktarda kalsiyum, demir ve manganın bulunması yanında yetersiz organik madde varlığı da çinko eksikliğinin ortaya çıkmasına neden olan diğer faktörlerdir. Çinko besin elementi bitki bünyesindeki biyokimyasal olayların bir kısmında katalizör görevi yaparken, karbonhidrat, protein ve yağ oluşumunda, ayrıca demirde olduğu gibi klorofilin oluşumu ve nişasta sentezinde önemli işlev görmektedir.

Çinkonun eksiklik belirtileri öncelikle genç yapraklarda ortaya çıkmaktadır. Elementin eksikliği sürgün ucundaki gözlerin ve boğumların birbirine yakınlaşması ve yaprakların küçülerek rozet şeklini almasına neden olmaktadır (Şekil 127a). Sürgün ucundaki genç yaprakların damar aralarında nokta şeklinde sarımsı-yeşil veya sarımsı beyaz renk açılmaları görülürken salkımlarda tane tutması azalmakta ayrıca salkımda “boncuklaşma” olarak bilinen küçük tane oluşumuna neden olmaktadır (Şekil 127b ve c).

Salkımda çinko noksanlığı
Şekil 127. a) Yaprakta çinko noksanlığı b) Salkımda çinko noksanlığı (Solda: Sağlıklı; Sağda: Çinko noksanlığı gösteren salkım) c) Salkımda çinko noksanlığı (Solda: Sağlıklı; Sağda: Çinko noksanlığı gösteren salkım) d) Yaprakta mangan noksanlığı

Mangan (Mn)

Demir elementinin de desteği ile bitkide klorofil oluşumuna yardımcı olmaktadır. Genellikle klorofile sahip bütün yeşil bitki organları, yüksek düzeyde mangan içermektedir. Klorofilin yapısında yer almamakla beraber mangan eksikliği görülen bitkilerde klorofil oluşumu azalmaktadır. Bu fonksiyonları dışında oluşan birçok enzimatik ve fizyolojik tepkimelerde mangan elementi katalizör olarak önemli görev yapmaktadır.

Mangan eksikliği çoğu kez kireçli topraklarda yetiştirilen asmalarda görülmektedir. Mangan eksikliği belirtileri, magnezyumunkine benzemekle birlikte magnezyum eksikliğinde belirtiler öncelikle yaşlı yapraklarda, mangan eksikliğinde ise genç yapraklarda ortaya çıkmaktadır (Şekil 127d).

Bor (B)

Diğer mikro besin elementlerine oranla borun eksiklik ve fazlalık durumunda yapraklarda ortaya çıkan belirtiler birbirine çok benzemektedir. Toprakta bor miktarının fazla olması durumunda bitkide bor fazlalığı görülebilir. Özellikle denize yakın arazilerde, sıcak su kaynağı bulunan yörelerde ve kömür çıkarıldıktan sonra tarıma kazandırılan arazilerde bor miktarı yüksek çıkabilir. Sulama sularındaki bor miktarının da yüksek olmaması gerekir.

Bor yetersizliği ise düşük pH’lı topraklarda ve yağışı bol olan yörelerde daha çok görülür. Bitkinin özellikle büyüme noktalarında hücre bölünmesinde (çoğalmasında),
tepe tomurcuklarında meristem dokularının gelişmesinde ve bu kısımdaki hücrelerde oksin üretiminde olumlu etki yapar. Eksikliğinde, tüm meyve ağaçlarında olduğu gibi çiçek tozu oluşumunu etkilemesi nedeni ile meyve tutumunda azalma olur. Bor eksikliğinde sürgündeki boğum araları daralır, sürgün ucundaki yapraklarda yaprak kıyısından başlayarak iç kısımlara doğru renk açılmaları ve kurumalar görülür, yapraklar küçülür (Şekil 128a).

Aşırı bor eksikliğinde kuruyan yapraklar dökülür. Sürgünlerde kısa fakat sayısı fazla koltuk sürgünü meydana gelir. Yaprağı dökülen sürgünler çalı formunu alır. Çalılaşma ve yaprak dökümü sürgün ucundan başlar, aşağıya doğru ilerler. Salkımlarda tane tutumu azalır. Salkımlarda “boncuklaşma” olarak bilinen tanelerin küçük kalmasının yanı sıra, bu tanelerde renk dönümü meydana gelmez, taneler yeşil renkli ve olgunlaşmadığı için sert olur (Şekil 128b).

Sürgünde bor noksanlığı
Şekil 128. a) Sürgünde bor noksanlığı b) Salkımda bor noksanlığı

Mücadelesi

Asmaların dengeli beslenmeleri ve gizli kalmış eksikliklerinin belirlenmesi için, yaprak ve toprak analizlerinin yaptırılması gerekir. Bu analiz sonuçlarına göre önerilen gübreleme programı uygulanmalıdır.

Şekil bozuklukları

Asmalarda sık görülen şekil bozuklukları arasında yassılaşma, çalılaşma, yapraklarda, meyvelerde renk ve şekil bozuklukları sayılabilir. Bu bozuklukların şiddeti tomurcuk içindeki ve meristemdeki mutasyonun şiddetine bağlıdır. Normalden sapma gösteren bitki kısımlarını budama ile uzaklaştırmak mümkün olmakla birlikte genetik mutasyonlardan kaynaklananları tamamen yok etmek mümkün değildir.

Salkım kurumaları

Salkım ucundaki tanelerde, temmuz ayında buruşmalar başlar, daha sonra kurumalarla devam eder. Bu olay bazen salkımların ucundaki bir kaç tane ile sınırlı kalır, bazen de salkımın yarısına kadar ilerler. Taneler ile birlikte salkım ekseninde de kurumalar olabilir. Kuruyan salkımların yeri asmada değişmektedir. Bu soruna, uygun olmayan hava koşulları, beslenme bozuklukları, aşırı vejetatif gelişme, asmanın aşırı ürünle yüklenmesi, su stresi, bazı kimyasal ve kültürel uygulamalar neden olabilmektedir.

Çevresel etkiler

Kuraklık, aşırı su, sıcaklık, güneş ışınları, don, dolu, rüzgâr ve kum, tuz toksisitesi bağcılık yapılan yerlerde asmalarda ve üründe nitel ve nicel kayıplara neden olur (Şekil 129a). Ayrıca endüstriyel gazların ve parçacıkların, egzoz gazlarının, ağır metallerin neden olduğu hava kirliliği de bağcılığı etkileyen ve üretimi sınırlayan faktörlerdendir.

Pestisit toksisitesi

Fungisitler, insektisitler, herbisitler ve bitki gelişim düzenleyicileri doğru doz ve zamanda, doğru uygulanmadıklarında fitotoksiteye neden olurlar (Şekil 129b ve 129c). Söz konusu zarar, gelişme dönemine, çevre koşullarına, çeşit duyarlılığına bağlı olarak artabilmektedir.

bağlarda Pestisit toksisitesi
Şekil 129. a) Salkımda güneş yanığı b) Herbisit kullanımının yaprakta neden olduğu fitotoksisite c) Salkımda pestisit fitotoksisitesi
Kaynaklar

Bu makale, T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI’ndan alınmıştır. İçerikte hiçbir değişiklik yapılmamıştır.

Orijinal Makale

Dr. F. Özlem ALTINDİŞLİ, Dr. Öncül K. CANER, Dr. Ercan CANIHOŞ, Dr. N. Mükerrem ÇELİKER, Dr. Emre EVLİCE, Dr. Nurdan GÜNGÖR SAVAŞ, Dr. Bilgin GÜVEN, Dr. Aydan KAYA, Özen MERKEN, Dr. Serkan ÖNDER, Dr. Fatma ÖZSEMERCİ, Dr. Naim ÖZTÜRK, Dr. Dilek POYRAZ, Dr. Nursen ÜSTÜN, Dr. Yıldız SOKAT, Abdullah YILMAZ (2017). Bağ Entegre Mücadele Teknik Talimatı. Ankara: T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI