hortiturkey
Baş Editör

Fumigant Nedir?

5 Dakikalık Okuma
25 Aralık 2020 Cuma
Bitki Koruma
Fumigant uygulaması
Özet
Zararlı mücadelesinde kullanılan yöntemlerden olan fumigantların uygulaması, gaz halinde yapılır.
0
Paylaş

Fumigant, tarımsal alanlardaki mahsullere, tohumlara, bitki stoklarına, depolanan ürünlere zarar veren böcek, nematod ve diğer zararlıları yok etmek için kullanılan gaz halindeki pestisitlerdir.

Fumigantlar, hedeflenen alana, mahsule veya toprağa püskürtülerek uygulanır. Fumigantların bu uygulama işlemine de “fumigasyon”denilir.

Latince gaz ve duman anlamındaki “fumus” sözcüğü ile “agare” fiilinden türeyen “fumigatus” kelimesi Türkçeye “fümigasyon” olarak geçmiştir.

Tarımsal amaçlı ilk fümigasyon uygulamaları ise 1897 yılında karbon sülfür kullanılarak yapılmış. 1907 yılında klorpiktin, 1927 yılında etilen oksit, 1932 yılında methyl bromid gibi fümigantlar haşerelere karşı kullanılmış.

Topraklarda kullanılan fumigantlar “nematositler” olarak bilinir. Bu fümigantlar; dikloropropan, propilen oksit, metil bromid, dibromokloropropan, organofosfat böcek ilaçları ve kloropikrin gibi maddeler içerir. Bu maddeler, topraklarda oluşan mikroskobik solucanlar, böcekler, bakteriler, mantarlar gibi çok hücreli yüzlerce zararlıyı tanımlayan “nematodların” popülasyonunu, istilasını ve zararlarını engeller.

Birer toprak fumigantı olan nematisitlerin birçoğu, fitotoksik olduğundan tarlada bitki yokken uygulanmalıdır.

Fumigantların birçok çeşidi vardır. Yaygın olarak “aliminium” ve “methyl bormide” maddelerinin etkili olduğu fümigant çeşitleri kullanılır. Dichlorvos etkili preparatlar ise “yarı fümigant” olarak bilinen kimyasallardır. Bu fümigantlar, ürünlerin ve bulundukları alanların durumuna göre çeşitli şekillerde fümigasyon işlemlerinde kullanılır.

Kapalı alanlarda kullanılan fümigantlar; hidrojen siyanür, hidrojen fosfit, etilenoksit, metil bromür, naftalin, nikotin, akrilonitril, karbon disülfit, paradiklorobenzen, kükürt dioksit ve sülfüril florür gibi kimyasallar içerir.

Ülkemizde depolanmış ürün zararlıları ile mücadelede dünyada olduğu gibi metil bromit ve fosfin gazı kullanılmaktadır ancak Birleşmiş Milletler Montreal protokolüne göre metilbromit gelişmiş ülkelerde 2005 gelişmekte olan ülkelerde 2015 yılında kullanımdan kaldırılması planlanmıştır.

Ülkemizde ise metil bromit 2008 yılı itibari ile (karantina ve yükleme öncesi uygulamalar hariç) kullanımdan kaldırılmış bir fumigantır.

Dolayısıyla elde kalan yegane fumigant 1930’lu yıllardan beri kullanılan alüminyum veya magnezyum fosfit içerikli formülasyon olarak ruhsatlıdır fosfin gazının etki mekanizması tam olarak açıklanmamış olmakla birlikte mitokondri solunumunu etkilediği bildirilmektedir. 

Fumigantlar, insan derisi ve sıcak kanlı hayvanlar için son derece tehlikeli olabileceğinden, ekinlere uygun ekipmana sahip deneyimli profesyoneller tarafından uygulanmalıdır. Kullanılan en yaygın fumigantlar hidrojen fosfat veya hidrojen siyanür (HCN), metil bromür ve etilen bileşikleridir. Ekimden önce uygulanan fumigantlar, bitki patojenlerine, kök hastalıklarına ve yabani otlara karşı etkilidir. Uygulama esnasında fumigantların istenmeyen bölgelere gitmesini önlemek için, uygun hava koşullarında uygulama yapılması tavsiye edilir.

İyi Bir Fumigant Nasıl Olmalıdır?

  • Uygulama sonrasında tüm alana hızlı nüfuz etmelidir.
  • Gaz haline kolay geçmelidir.
  • Kalıntı bırakmamalıdır.
  • Tohumların çimlenme sürecini bozmamalıdır.
  • Gıda maddelerinin kokularını,özelliklerini ve kalitesini bozmamalıdır.
  • Alevlenici ve patlayıcı olmamalıdır.  

Fümigasyonun Avantajları ve Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar

  • Ürüne doğrudan uygulanabilir.
  • Standartlara uygun teknikler kullanıldığında üründe kalıntı ve koku bırakmaz.
  • Ürünlerin her alanına sirayet ederek zararlıları bütün biyolojik dönemlerinde etkisiz hale getirir.
  • Kısa sürede geniş alanlara uygulanabilir.
  • İşgücü ve girdi maliyetleri diğer yöntemlere göre daha avantajlıdır.
  • Fümigasyon işleminde zararlının türü, işlemin süresi ve ürünün niteliği önemlidir.
  • Fümigant maddelerin niteliği fümigasyonu olumlu veya olumsuz doğrudan etkiler.
  • İşlemin uygulandığı alanın sıcaklığı, nemi, hava sirkülasyonu ve sızdırmazlığı olumlu sonuç almak için uluslararası standartlara uygun olmalıdır.
  • Fümigasyon işlemleri uygulanan ortamdan insan ve hayvanların uzaklaştırılması gerekir.
  • İşlemlerin uygulanacağı ürünler ve fümigant maddesine uygun fümigasyon yöntemi seçilmelidir. Yani her ürüne her fimügasyon uygulanamaz. Ancak farklı yapı ve türdeki ürünlere bir arada uygulanabilir.
  • Bitkilere uygulanan fimügantların uygun özelliklerde olması gerekir.
  • Yasal olarak fimügasyon operatörlüğü eğitimi almış ziraat mühendislerinin uygulaması gerekir.   

 

  • Fümigantlar gaz haline geçtiklerinde hava ile belirli bir karışım oluşturabildiklerinden patlayıcı olabilmektedirler. Bu sebepten fümigant depolarında ateş yakılmamalı, sigara içilmemeli, kibrit, çakmak çakılmamalıdır.
  • Depoya girildiğinde öncelikle kapı ve pencereler açılarak hava sirkülasyonu sağlanmalı veya tavana ya da uygun yerlere tesis edilen aspiratör ya da vantilatörler çalıştırılmalıdır.
  • Fümigant ambalajları, tahta ızgaralar üzerine yerleştirilmelidir.
  • Boşalan ambalajlar hiçbir amaçla kullanılmamalıdır. Bunlar imha edilmeli veya derin çukurlara gömülmeli ya da özel muhafaza kaplarında saklanmalıdır.
  • Ambalajlar uygulamalar esnasında serin ve gölge yerlerde tutulmalıdır. Operatörler olmadan hiç kimse kullanmamalıdır.
  • Uygulamanın bitiminden itibaren kullanılmayan ambalajlar derhal kilit altına alınmalıdır. Fümigantın depodan alınışı ve uygulama sonrası tekrar depoya konması sorumlu bir teknik elemanın gözetiminde olmalıdır. Fümigantların durumları sık sık gözden geçirilerek ve hatta tartılarak gaz kaçırıp kaçırmadıkları incelenmelidir. Ambalajlar üzerine bir etiket takılarak içindeki miktar yazılmalıdır.

Fumigasyonda İzolasyon ve Önemi

Fosfin kullanılarak yapılan fumigasyonlarda; belirli düzeydeki konsantrasyonun belirli sürelerde ortamda tutulması başarı açısından en önemli kuraldır. Fosfin ile fümigasyonda konsantrasyondan öte uygulama süresinin başarı açısından daha önemli olduğu; hatta çok yüksek konsantrasyonlarda zararlıların ölmediği ve koruyucu narkoza girdiği bilinmektedir. Araştırmalar yüksek dozlarda kısa süreli fümigasyon yerine düşük dozlarda uzun süreli fümigasyon uygulamalarının tercih edilmesi gerektiğini göstermiştir.

İlgili Ürünler

Ülkemizde fosfin ile fümigasyon başta tahıllar olmak üzere baklagiller, kurutulmuş meyvelerde ve değirmen fümigasyonunda kullanılmaktadır. Ancak uygulamada sıklıkla etkinlik açısından sorunlar ile karşılaşılmaktadır. Fümigasyonda genel kural olarak fümigasyonun yeterince gaz geçirmez ortamlarda yapılması ve fümigasyon süresince gaz konsantrasyonunun takip edilmesidir. Gelişmiş ülkelerde fümigasyon yapılacak ortamın uygunluğunun belirlenmesinde “gaz geçirgenlik testi” yapılması zorunludur. Şayet ortam bu test sonucu istenen koşulları karşılıyorsa fümigasyon yapılabilmektedir. Ülkemizde ise fümigasyonun yapılabileceği ortamın koşullarını tanımlayan bir yönetmenlik bulunmamakta ve bu nedenle gaz geçirgenliği konusunda olumsuz koşullar sıklıkla yaşanmaktadır.

Fümigasyonda genel kural hangi fümigant kullanılırsa kullanılsın gaz konsantrasyonunun uygulama süresince sık aralıklarla ölçülmesi ve kaydedilen gaz konsantrasyonlarına göre uygulamanın yönlendirilmesidir. Ülkemizde özellikle fümigasyonda gaz konsantrasyonlarının fümigasyon süresince ölçülmesi konusunda çok büyük eksiklik bulunmaktadır. Bu nedenle fümigasyon belirli doz ve süre kapsamında yürütülmekte, sonuç olarak sıklıkla başarısı düşük sonuçlar ile karşılaşılmaktadır. Bu durum özellikle fosfinde direnci tetikleyen koşul olarak karşımıza çıkmaktadır.

Fümigantlara Direnç ve Zararlı Yönetim Statejileri

Genellikle depolanmış ürünlerde hayvansal kökenli organizmaların neden olduğu kayıplar %10 olarak kabul edilmektedir. Fumigasyonda genel kural hangi fumigant kullanılırsa kullanılsın gaz konsantrasyonunun uygulama süresince sık aralıklarla ölçülmesi ve kaydedilen gaz konsantrasyonuna göre uygulamanın yönlendirilmesidir. Ülkemizde özellikle gaz konsantrasyonlarını fümigasyon süresince ölçülmesi konusunda ve gaz kaçışını engelleyen izolasyonda çok büyük eksiklik bulunmaktadır buda başarısı düşük fumigasyon uygulamaları ve böceklerdeki fosfin direncini tetikleyen bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır.

Entegre Ürün Yönetimi

Kısaca koruyucu ve aktif mücadelenin birlikte uygulanması yöntemidir. Bu yöntemde ürün depoya alınmadan önce temizlik işlemleri başlar. Ürünün temas etiği tüm yüzeyler temizlenip yüzey ilaçlamaları ile koruyucu tedbirler alınır.

Boş depolarda var olan açıklıklar uygun malzemeler ile kapatılarak gaz kaçışı engellenir. Bu sayede gaz konsantrosyonu belli gün aralığında muhafaza edilmiş olur.

Sonrasında depoya alınan ürünlere ilaçlamaya karar verilmesi durumunda, uygulanan gazın konsantrasyonu belli aralıklarla ölçülerek uygun doz maruziyeti süresine bırakılmalıdır.

Bu uygulama sonrasında ise, uygun havalandırma ve soğutma çalışmaları ile ürünün muhafazasının devamı sağlanır.

Kaynaklar
Bu içerik için kaynak belirtilmemiş.