profil resmi
Serkan Sezen
Ziraat Mühendisi, Konya

Organik Atıklar, İçerikleri ve Sürdürülebilir Kalkınma

8 Dakikalık Okuma
20 Şubat 2021 Cumartesi
Yetiştiricilik
Sürdürülebilir
Özet
Tarımsal üretimin sürdürülebilirliği açısından, organik atıkların toprakla tekrar buluşturulması, tarımsal ve çevresel açıdan faydalı bir uygulamadır.
0
Paylaş

Birleşmiş Milletler 2030 Kalkınma Hedeflerinde 17 adet olarak tanımlanan hedefler içinde doğrudan ve dolaylı olarak tarımı ilgilendiren ve tarımın etkilediği 4 adet eylem yer almaktadır. (Yazının sonunda 17 hedefi okuyabilirsiniz.) Özellikle 2no’lu Açlığa Son (Zero Hunger) Hedefine ulaşmak için tarımın sürdürülebilir olmasını gerektirmektedir. Bu hedef ile birlikte Karasal Yaşam ve İklim hedefleri de tarımın çevre dostu olmasını zorunlu kılmaktadır. Buna karşın özellikle 1950’lı yıllarla beraber tarımsal mekanizasyon ve tarım kimyasallarının küresel ölçekte yaygınlaşması tarımsal üretimin gün geçtikçe sürdürülebilir ve çevre dostu olmasını zorlaştırmış ve son 20 yılda olanaksız hale getirmiştir.

Olumsuz süreçlere karşın tarımın doğduğu kültürel merkezler arasında yer alan Anadolu’da tarım yaklaşık 10000 yıldır süregelen bir gelenektir. Toprak, iklim ve ana kaya kaynaklar ile kültürel çeşitlilik Anadolu’da birçok çevrenin insan eliyle yeniden düzenlenerek üretim alanları olmasına yol açmıştır. Anadolu kültüründe ki tarımsal üretim zenginliği 1970'lere değin devam etmiş, ancak sonrasında ki aşırı nüfus baskısı sonucu bozunmaya başlamıştır. Tarımsal girdilerin artışı çoğu tarımsal üretimin karlılığını yok ederek sosyo-ekonomik sorunlara neden oluşturmuştur. Tarımsal üretimin sürdürülebilirliği açısından geleneksel arazi modelleri ile beraber doğal bitki besin materyallerinin kullanımı ile günümüz tarımının olumsuzlukları dengelenerek BM Hedeflerine uyum sağlama olanağı artacaktır.

Türkiye her ne kadar endüstriyel gelişiminde etkin yol alsa da, tarım ülke sosyo-ekonomisinin bel kemiği durumundadır. Bunun başlıca nedeni tarımsal üretimin endüstriyel üretimin aksine tüm ülkeye eşit dağılmasıdır. Örneğin otomotiv endüstrisi Batı Bölgelerinde, demir çelik üretimi ise kıyı bölgelerinde yoğunlaşırken, tarımsal çeşitlilik tüm ülkede etkin olarak gerçekleştirilmektedir. Ülke nüfusunun 1/3’ü ve çalışan nüfusun 1/4’ü tarımsal üretimle doğrudan ilişki içerisindedir. Yıllık 70 milyar ABD Dolarına ulaşan tarımsal üretim, Türkiye ihracatına yaklaşık 18 Milyar ABD Dolarlık katkı yapmaktadır. Bu değerler ışığında tarımsal süreçlerdeki olumlu veya olumsuz etkilerin ülke sosyo-ekonomisini yüksek düzeyde etkileyeceği bilinen bir gerçektir. Buna karşın ülke tarımında çok sayıda sorun yaşanılmaktadır.

Bunları temelde:

  • İklim Değişikliği
  • Arazi Yönetimindeki Olumsuzluklar
  • Kalifiye Çalışan Noksanlığı başlıkları altında toplayabiliriz.

İklim değişikliğinin neden olduğu aşırı hava olaylarının sonucunda (sel, kuraklık, fırtına, yüksek sıcaklık, düşük sıcaklık) yüksek düzeyde toprak ve verim kaybı oluşmaktadır. Buna ek olarak yanlış arazi yönetimi (aşırı tarım kimyasalları kullanma, aşırı sulama vb) tarımsal üretimi tehdit etmekte, ürün kalitesi azalırken çölleşmeye doğru giden bir eğilim oluşturmaktadır. Diğer yandan tarımsal üretimde çobanlık örneğinde olduğu üzere eğitimli eleman eksikliği ve azalan verimlilik nedeniyle köyden kente göç, tarımsal yapıyı kırılgan hale getirmektedir.

Tarımsal sorunların bütüncül yaklaşımla çözümü için bir çok öneri getirilmiş olmasına karşın maddi ve yönetsel düzensizlikler sorunların çözümlenmesini zorlaştırmaktadır. Anılan olumsuzluklara karşın Anadolu geleneğinde yer alan insan peyzajları bütünleşik tarım için bir fiziksel model olarak değerlendirilmektedir. Anadolu’da insan peyzajları olarak tanımlanan modelde arazi sadece üretim olgusunda değil aynı zamanda çevreyi koruyan bir düzende değerlendirilmiştir. Bu bağlamda tarımın merkezde yer aldığı arazi yönetiminde, bitki besin elementlerinin doğal kaynaklardan karşılanması sürdürülebilirliğin devamı için gereklidir.

Bitkilere durak yeri olan, onlara besin maddesi ve diğer gelişme şartlarını sağlayan ve yeryüzünün büyük bir kısmını devamlı örtü halinde kaplayan, iklim ve canlıların belli topoğrafik şartlar altında zamanla ana materyal üzerine yaptıkları ortak etkilerle ortaya çıkmış, dinamik ve canlı bir sistemdir. Tarımda bitki gelişimini etkileyen etmenler ise çok sayıda olup herhangi birinde oluşacak sorun üretim kadar toprak kalitesini de olumsuz yönde etkilemektedir. Doğal olgular dışında arazi yönetiminden ortaya çıkan sorunlar ise çok farklılık gösteren özelliklerinin birçoğunu etkilemekte ve önlem alınması zorlaştırarak arazilerin bozunmasını neden olmaktadır.

Dünya haritası
Dünya haritası

Sürdürülebilir kalkınma ve kabul edilebilir rekabet kurallarının çiğnenerek fazla üretim isteği ile kimyasal gübre, ilaç ve hormonlarla zorlanan üretim tarzı sonucu çevreye ve insan sağlığına zararlı ürünler üretilerek pazarlanmaktadır. Örneğin son yirmi beş yılda Nevşehir’de aşırı ve tek yönlü azotlu gübreleme sonucu patates yetiştirilen toprakların pH’sı 2 birime varan düzeyde düşmüş, başka bir tanımla asitlik 100 kat artmıştır. Bu sert değişimler ise toprakların üretimini neredeyse sıfırlayarak köy nüfusunun arazilerine terk etmesine yol açmıştır.

Bununla birlikte tamamen organik ve doğal kökenli kaynaklarla günümüz tarımsal ürün talebinin karşılanmasının olası olmadığı bilinen bir gerçektir. Tarımsal üretim yöntemi kadar beslenme alışkanlıkları da geleceğin tarımına yön verecektir.

Organik ve günümüz tarımının gelecekte 10 milyarı aşması beklenen nüfusu besleme yetisini deneyen model çalışmada 500 adet senaryo denenmiş ve vejetaryen beslenmeye dayalı senaryoların %94’ü bu talebi karşılarken protein temelli tüketime ait senaryoların %14’ü yeterli gıdayı sağlayabilmiştir.

Organik Kökenli Besin Kaynakları

Türkiye'de tarım yapılan toprakların önemli bir bölümünde organik madde değeri %2’nin altında saptanmaktadır. Türkiye topraklarının başta iklimin etkisi olmak üzere diğer faktörlerin de etkisiyle Doğu Karadeniz bölgesi (<% 2) dışında diğer tüm bölgelerimizde organik madde kapsamları (>% 1.5) çok düşüktür. Toprakların organik madde düzeylerinin düşük olmasının bir nedeni de çayır mera ve orman alanlarının tarım alanlarına dönüştürülmesidir. Toprak organik maddesinin ayrışması, organik karbonun topraktaki mikroorganizmalarca kendi yaşamları için besin olarak kullanmasından kaynaklanmaktadır.

Toprak organik maddesi çeşitli şekillerde toprağa karışmış bitkisel ve hayvansal artıklarla bunların parçalanma ve ayrışma ürünlerinin çeşitli kimyasal reaksiyonlar sonucunda oluşturduğu kompleks bileşiklerden meydana gelir. Toprağa düşen yapraklar, kurumuş kökler, hasat artıkları, kurumuş yabani otlar, çayırlar, ölmüş organizmalar ve hayvansal artıklar organik maddenin kaynağını oluşturur.

Başlıca organik madde kaynakları
Başlıca organik madde kaynakları

Bu kaynaklar dışında tarımsal hasat ve budama atıklarının (hastalık içermemesi kaydıyla) kullanımı toprakların organik maddece zenginleşmesi için dikkat edilmesi gerekli kaynaklar arasındadır. Örneğin Şanlıurfa Harran Ovası’nda tarımsal hasat artıklarının toprağa uygulanmasıyla elde edilecek %1’lik artış, 1.500.000 dekar olan Harran Ovasında sulanan arazide 788.100.000 TL’lik besin maddesine eş değer katkı sağlayacaktır. Yıllık 3.900.000 ton tarımsal organik artık söz konusu olan Ova’da besin elementi artışı (organik maddenin 0.55’inin karbon olduğu ve organik karbon:azot:kükürt:fosfor oranı 100:10:1.5:1.5 varsayıldığında), su tutma (ağırlıkça %30 su tutması koşulunda) ve kimyasal gübre ekonomisi ile 2017 rakamları ile 2.663.100.000 TL kazanç sağlanabilecektir.

Kayaç ve Mineral Kökenli Besin Kaynakları

Bitkilerin farklı düzeylerde 16 elemente ihtiyaç gösterdiği bilinmektedir. Bunların tamamının organik kökenli materyallerden alınması olası olmadığından, mineral kaynaklı materyallerin kullanılması gerekmektedir. Ayrıca kimi besin elementlerinin kaynakları yakın gelecekte tükenecektir. Kimi kayaçların elementsel içeriği aşağıda listelenmiştir.

İlgili Ürünler

Kayaçlar dışında K, P, Fe, S, Ca, Zn, Mn ve Mg’u bir arada içeren kaynak sayısı 1000’ inin üzerindedir.
Volkanik kayaçların kimyasal içeriği
Volkanik kayaçların kimyasal içeriği

Kayaç Artıkları

Birçok kayaç bu amaçla kullanılmaktadır ancak bu kayaçlardaki besin elementleri hemen alınabilir formda değildir ancak küçük bir kısmı hemen alınabilecek formdadır, önemli bir kısmı ise yavaş biçimde alınabilir forma dönüşmektedir.

Azomit (Kaya tozu)

Hemen alınabilir potasyum oranı %2.5 olan çökel kayaçtır. Deniz çökellerinde bulunur.

Apatit

Yalnızca %3 fosfatı hemen yararlı olan toplamda %30 fosfat içeren bir mineraldir. Bazaltik kayaçlarda bulunur. Asitli topraklara uygulandığında daha çabuk etki göstermektedir.

Kaya Fosfatı

%18-22 fosfat, %27 kalsiyum oksit ile 14 farklı iz element içeren bir kayaçtır. İçerdiği fosfatın %2’si hemen alınabilir formdadır. Kalan kısmı ise 3-5 yıl içerisinde toprağa karışmaktadır.

Jips (Kalsiyum Sülfat)

Çok killi ve kireçli topraklarda iyileştirici olarak kullanılır. %15-18 kükürt içerir. Ayrıca topraklardan sodyumu uzaklaştırarak alkalilik sorununu engelleyecektir.

Bitki besin elementleri ve bitkide bulunma düzeyleri
Bitki besin elementleri ve bitkide bulunma düzeyleri

Yukarıda anılan materyallerin dışında birçok organik materyal (yaprak, dal, biçilmiş çim vb) ile birçok kayaç (bazalt, granit), mineral (pirit-Demir sülfat, mika-potasyumlu mineral) ve yeri geldiğinde kumlu topraklar için kil, killi topraklar için kum toprak düzenleyici veya gübre olarak kullanılabilir. Bu uygulamalarda materyallerin steril olmasına (hastalık ve zararlı içermemesi) ve ağır metal veya zehir etkisi yapacak element içermemesine dikkat edilmeli ve Tarım Bakanlığının Yönetmeliklerine uygun olanlarının kullanılması gerekmektedir.

Gıda Küresel açlık, iklim değişikliği ve yoksulluğu önlemek için Birleşmiş Milletler tarafından önerilen Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri arasında yer alan 4 hedefte tarım temel bileşendir. Buna karşın günümüz tarımın neden olduğu kirlilik ve besin kalitesinde ki azalmaların önüne geçebilmek için bütünleşik tarım anlayışının gelişmesi gerekmektedir. Tarımsal üretim sadece miktar odaklı olduğunda kalite sorunları sadece gıda da değil topraklarda da ortaya çıkmaktadır. Bu olumsuzlukların çözümünde geleneksel tarımsal üretim yeniden dikkate alınarak güncel yaklaşımlarla uygulamaya konulmalıdır. Söz konusu yaklaşımda doğal kaynakların yeniden toprağa kazandırılması verimlilik için şarttır. Bunun dışında tarımsal üretimin 2050 yılında 10 milyarı aşması beklenen dünya nüfusunu beslemesi için, beslenme alışkanlıkları ile su ve gübre ihtiyacı yüksek bitkiler yerine daha az su ve gübre isteyen bitki deseni dikkate alınmalıdır.

Çünkü doğal kaynaklar sonsuz değildir.
Sürdürülebilir kalkınma hedefler
Sürdürülebilir kalkınma hedefler

Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri Nedir?

2015 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 193 ülkenin imzasıyla kabul edilen 2030 Yılı Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri 17 başlığa ayrılmış, küresel çapta politikalara ve fonlara rehberlik edecek 17 hedeftir. Bu hedeflere yönelik daha fazla sosyal girişimci çalışır, daha fazla yatırım yapılırsa dünya genelinde büyük etkiler yaratılabilir. Eğer siz de sosyal bir soruna odaklanmak istiyorsanız aşağıdaki hedeflerden başlayabilirsiniz. Değişimi yaratmak sizin elinizde unutmayın!

Hedef 1.

  • 2030'a kadar günde 1.25 dolardan az gelire sahip olan insan sayısı olarak tanımlanan aşırı yoksulluğu bitirmek.

Hedef 2.

  • 2030'a kadar açlığın sona erdirilmesi ve başta çocuklar olmak üzere herkesin güvenli, besleyici ve yeterli miktarda besine erişiminin sağlanması.

Hedef 3. İnsanların sağlıklı bir yaşam sürmelerini ve herkesin, her yaşta refahını sağlamak

  • Anne ölüm oranının her 100.000 doğumda 70'in altına indirilmesi.
  • Uyuşturucu madde kullanımı ve alkol bağımlılığının önlenmesi ve tedavisinin güçlendirilmesi.

Hedef 4. Herkese eşit derecede kaliteli eğitim sağlamak ve herkese yaşam boyu eğitim imkânı tanımak

  • 2030'a kadar bütün kız ve erkek çocuklarının ücretsiz ve kaliteli bir ilköğretim ve orta öğretimi tamamlamalarını sağlamak

Hedef 5.

  • Çocuk evliliği, erken yaştaki zorla evlendirmeler ve kadın sünneti gibi uygulamaların ortadan kaldırılması.

Hedef 6. Herkes için temiz suyun erişilebilirliğinin güvence altına alınması

Hedef 7. Herkes için erişilebilir, sürdürülebilir ve modern enerji sağlanması

Hedef 8. Sürdürülebilir ve kapsayıcı ekonomik kalkınmayı sağlamak, tam ve üretici istihdamı ve insan onuruna yakışır işleri sağlamak

  • Gençler ve engelliler dâhil olmak üzere kadın ve erkeklerin insana yakışır işlere erişimlerinin sağlanması ve eşit ücret ilkesinin benimsenmesi.

Hedef 9. Dayanıklı altyapı inşa etmek, sürdürülebilir ve kapsayıcı sanayileşmeyi ve yeni buluşları teşvik etmek

Hedef 10. Ülkelerin içinde ve aralarındaki eşitsizlikleri azaltmak

  • Göç politikalarının planlı ve iyi yönetilmesi ile insanların güvenli ve düzenli göçlerinin ve yer değiştirmelerinin kolaylaştırılması.

Hedef 11.

  • Gecekondu mahallelerinin iyileştirilmesi ve herkes için güvenilir ve uygun fiyatlı konutlara erişiminin sağlanması
  • Kadınların, çocukların, engellilerin ve yaşlıların ihtiyaçlarına yönelik toplu taşıma sisteminin geliştirilmesiyle herkes için güvenli, uygun fiyatlı ve sürdürülebilir ulaşım sistemleri sağlanması.

Hedef 12. Sürdürülebilir tüketimi ve üretimi sağlamak

  • Katı atık üretiminin geri dönüşüm ve tekrar kullanma yoluyla önemli ölçüde azaltılmasının sağlanması.

Hedef 13. İklim değişikliği ve etkileri ile mücadele için acil olarak adım atmak

Hedef 14. Okyanusları, denizleri ve deniz kaynaklarını sürdürülebilir kalkınma için korumak ve sürdürülebilir şekilde kullanmak

Hedef 15. Ormanların sürdürülebilir kullanımını sağlamak, çölleşme ile mücadele etmek, toprakların verimli kullanmak ve biyo-çeşitlik kaybını durdurmak

Hedef 16. Sürdürülebilir kalkınma için barışçıl ve herkesi kucaklayan toplumları teşvik etmek, herkesin adalete erişimini sağlamak, her seviyede etkin, hesap verebilir ve kucaklayıcı kurumlar inşa etmek

  • Çocuklara yönelik şiddet ve işkencenin ve çocuk istismarının, sömürüsünün, ticaretinin sona erdirilmesi.
  • Yolsuzluk ve rüşvetin önemli ölçüde azaltılması.

Hedef 17. Sürdürülebilir kalkınma için küresel ortaklığın uygulama araçlarını güçlendirmek ve küresel ortaklığı yeniden canlandırmak

  • En az gelişmiş ülkeler için yatırım teşvik uygulamalarının kabulü ve uygulanması.
Kaynaklar

Serkan SEZEN