Toros Tarım logo
Toros Tarım
Türkiye, İstanbul

Sürdürülebilir Bitkisel Üretim ve Dünya Yaşamı

3 Dakikalık Okuma
8 Aralık 2020 Salı
Şirket Haberleri
Sürdürülebilir Tarım Hakkında Toros Tarım ile Röportaj
Özet
Toros Tarım'dan Dr. Bülent Erenoğlu "Sürdürülebilir Tarım" ile ilgili üreticilerin çok sorduğu soruları cevaplıyor.
0
Paylaş

Sürdürülebilir bir bitkisel üretimin, biricik dünyamızda var olan yaşam için mutlak gereklilik olduğunu biliyor muydunuz?  Bunu artan nüfusun tersine herhangi bir artış göstermeyen, hatta insanoğlunun müdahaleleriyle her geçen gün daha da azalan tarım toprakları üzerinde başarmalıyız.

Bu zorlu süreci ancak hep birlikte hareket ederek, doğru adımları hep beraber atarak atlatabiliriz. Bu konuyu isterseniz, sıkılıkla sorulan bazı sorulara yanıtlar vererek açıklayalım.

1) 2050 yılında dünya nüfusunun %35 artacağı hesaplanmaktadır. Bitkisel üretimdeki artışın ise %35’ten daha fazla olması gerekecektir. Bu doğru bir yaklaşım mı, siz ne düşünüyorsunuz?

CEVAP:

Aslında doğruymuş gibi görünse de gerçekte daha fazla bitkisel üretim artışına ihtiyaç duyacağız. Dünya üzerinde hâli hazırda 1 milyara yakın insanın açlıkla mücadele ettiğini biliyor muydunuz? Soruda da ifade edildiği gibi 2050 yılına gelindiğinde nüfusumuza 2 milyar kişi daha ilave olacak.

Dışarıdan bakıldığında, dünya nüfusundaki bu artışa paralel olarak gıda ihtiyacının da %35 artacağı düşünülebilir. Ancak yapılan bilimsel hesaplamalar gerçeklerin öyle olmayacağını vurguluyor. Biliyorsunuz toplumların ekonomik seviyeleri arttıkça, aynen ülkemizde de olduğu gibi bitkisel/hayvansal protein tüketimleri ve bu nedenle de bunlara duydukları ihtiyaçları artıyor.

İşte önümüzdeki 20-25 yıl içerisinde gelişmekte olan ülkelerin refah düzeyi artacağından insan sayısındaki artışla uyumlu biçimde beslenme programlarına daha fazla proteinli gıdalar dahil olacak. Bu nedenle, Dünya Gıda ve Tarım Örgütü’nün en son rakamlarına göre nüfustaki %35’lik artışa rağmen, bitkisel üretimdeki, artışın %60-100 olması gerekmektedir.

Bitkisel üretimin artış hızı nüfus artışından daha fazla olmalıdır!
Gelecekte dünya nüfusu nasıl beslenecek.
Önümüzdeki 30 yıl içerisinde dünya nüfusu %35’lik artışla yaklaşık 9,5 milyar olacağı düşünülmekte ancak bunun yanında bitkisel üretimin ise %100 artması öngörülmekte… National Geographic Türkiye, Mayıs-2014)

2) Biz gelecekteki bitkisel üretim ihtiyaçlarımızın giderilebilmesi için en etkin çözümün yeni arazilerin bitkisel üretime açılmaması olduğunda haklı olduğumuzu biliyor ve ısrar ediyoruz. Sizi de yanımızda görebilir miyiz, ne dersiniz?

CEVAP:

Eğer bu noktada bizimleyseniz, dünya yaşamının geleceği için savaşan iyiler arasına şimdiden adınızı yazdırdığınızdan emin olabilirsiniz. Daha önce de ifade edildiği gibi bugün dahi dünya üzerinde bitkisel üretim 1 milyara yakın insanın açlıkla karşı karşıya kalma sorununu gidermeye yetmiyor. Bitkisel üretimde 2050 yılına kadar ulaşmamız gereken artışın %90’ını verim ve bitkisel üretim yoğunluğundaki artışla sağlamamız gerekecektir. İnsanoğlunun bugüne kadar buzla kaplı olmayan karaların yaklaşık %40’ını bitkisel ve hayvansal üretim için, %15’ini ise diğer ihtiyaçlarımız için değiştirdiğini biliyor muydunuz? Evet, dünyada çok şeyi riske atarak değişiklikler yaptık.

İnsanoğlu bugüne kadar buzla kaplı olmayan karaların yaklaşık %40’ını bitkisel ve hayvansal üretim için, %15’ini ise diğer ihtiyaçları için değiştirmiştir ve daha fazla değiştirmesi dünya yaşamını riske atacaktır.
Tarımın dünyadaki ayak izi.
Tarımın dünyadaki ayak izi. National Geographic Türkiye, Mayıs-2014)

O nedenle, söz konusu üretim artışını daha fazla değiştirilmesinin yaşamı riske atacağı bir dünyada başarmak zorundayız. Yani, daha fazla bitkisel üretim alanı açamayacağımız ortada olduğundan, bu artışı ancak, birim alandan bugünkünden daha fazla ürün alarak sağlayabiliriz. Bu da, ıslah, bitki koruma, toprak işleme vb gibi bitkisel üretim uygulamaları arasında yer alan bitki besleme faaliyetlerinde gübrelerin daha fazla ve daha etkin kullanımı ile olacaktır. Bu da, artma ihtimali olmayan tarımsal alanlardan iki kata varan oranlarda daha fazla üretim alma anlamına gelir.

İlgili Ürünler

Dünyanın bitkisel üretime elverişli arazileri hakkında elma şekli üzerinden bir görselleştirme.
Dünyanın bitkisel üretime elverişli arazileri hakkında elma şekli üzerinden bir görselleştirme.

3) Tarımsal işletmelerin sürdürülebilirliğinde sadece çevresel duyarlılıkların yeterli olduğunu düşünüyoruz. Ya siz?

CEVAP:

Çevresel duyarlılığa sahip olmak elbette ki sahip olunacak en güzel özelliklerdendir. Bununla birlikte, tarımsal işletmelerin sürdürülebilirliği söz konusu olduğunda, duyarlı olmamız gereken başka ayrıntılar da vardır. Tarımsal üretimde ulaşmamız gereken artışlar için dünya gezegeninin sürdürülebilirliği öncelikli hedefimizdir, bunun tartışmamızın gereği dahi yok!

O nedenle, biz sürdürülebilir tarımı “tarımın bağlı bulunduğu arazi, su, enerji ve girdi hammaddeleri gibi doğal kaynakları riske atmadan üretim için artan talepleri karşılama” şeklinde tanımlarız. Ancak sürdürülebilirlik söz konusu olduğunda, çevresel risklerin azaltılması yanında, ekonomik ve sosyal yaşamın sürdürülebilirliği de dikkate alınmalıdır. Bu nedenle, Sürdürülebilir Tarım’ın kapsadığı çevresel, ekonomik ve sosyal boyutların her birisinin ayrı ayrı değil bir arada değerlendirilmesi gerekir.

4) Sürdürülebilir Tarım’ın 3 boyutundan birisi olan ekonomik sürdürülebilirlik sadece çiftçilerin ekonomik durumu ile ilgilenir diye biliyoruz. Sizce bu doğru mu?

CEVAP:

Eğer bu noktada bize hak veriyorsanız, siz de yanılıyorsunuz. Hemen açıklayalım neden olmadığını…

Sürdürülebilir tarımsal faaliyetler dünya yaşamının devamı için gereklidir.
Sürdürülebilir tarımın 3 farklı boyutu.
Tarımın bağlı bulunduğu arazi, su, enerji ve girdi hammaddeleri gibi doğal kaynakları riske atmadan üretim için artan talepleri karşılama anlamına gelen Sürdürülebilir Tarım’ın sosyal, ekonomik ve çevresel olmak üzere 3 farklı boyutu vardır.

Evet, gezegenimizin kısıtlı tarımsal alanlarının, kaynaklarının doğru kullanımı yani çevresel hassasiyetler sürdürülebilirliğin ana konusudur. Ancak sürdürülebilirlik söz konusu olduğunda tarımsal üretimden ailelerinin ekonomik ihtiyaçlarını gideren ve sosyal yaşamlarındaki iyileşmeyi sağlayan çiftçilerin yaşamlarının sürdürülebilirliği de devreye girer.

Bu sürdürülebilirlik sadece çiftçiler için değil, bitkisel üretim ile ilgili sektörlerin tamamından günlük ve sosyal ihtiyaçlarını sağlayan paydaşlar için de önemlidir. Yani, üreticilerin, tarımsal hizmet sağlayıcıların, tarımsal sanayi sektöründeki paydaşların tamamının ekonomik ve sosyal yaşamları da göz önünde bulundurulmalıdır.

Kaynaklar
  1. Toros Tarım