profil resmi
Serkan Sezen
Ziraat Mühendisi, Konya

Türkiye'de Unculuk, Un Üretimi, İhracatı ve Dünya Pazarındaki Yeri

15 Dakikalık Okuma
3 Nisan 2021 Cumartesi
Yetiştiricilik
Buğday
Özet
Türkiye un sanayisinin yaklaşık yıllık 22 milyon tonluk un üretim kapasitesi bulunmaktadır. Ancak Türkiye’nin fiili un üretim kapasitesi 12 milyon ton civarında gerçekleşmektedir.
0
Paylaş

Nüfus artışına paralel olarak dünya buğday üretimi son 5 yılda %3,5 artış göstererek, 2013/2014 döneminde 709 milyon tona ulaşmıştır. Aynı dönemde buğday tüketiminde %8’lik artış olmuş, 2013/2014 döneminde buğday tüketimi 697 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Üretilen buğdayın yaklaşık %20’si dış ticarete konu olmuştur. Dünya buğday stokları, incelenen dönemde %7’lik artış göstererek 185 milyon tona yükselmiştir. Onuncu Kalkınma Planı döneminde dünya buğday üretimi, tüketimi ve ticaretinde azalış olması beklenirken, stoklarda bir değişiklik öngörülmemektedir.

Dünya buğday üretimi, tüketimi ve ticari stoklar
Dünya buğday üretimi, tüketimi ve ticari stoklar

Dünyanın önemli buğday üretici ülkeleri ve üretim miktarlarının yıllara göre değişimi aşağıda yer almaktadır. AB 143,1 milyon tonluk üretim miktarıyla 2013/2014 sezonunda dünya buğday üretiminde ilk sırada yer almaktadır.

Buğday üretiminde AB’yi Çin, Hindistan ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) takip etmektedir.

Dünyanın önemli buğday üreticisi ülkelerinin buğday üretiminde 2014-2018 döneminde, genel olarak artış beklenmektedir. Benzer şekilde, Türkiye’nin buğday üretiminde de verim artışı da dikkate alınarak artışlar olacağı tahmin edilmektedir. Konu buğday ihracatı açısından incelendiğinde, 2013/2014 üretim yılında dünya buğday ihtiyacının büyük bir kısmının Çin, Hindistan ve ABD tarafından karşılandığı görülmektedir.

Türkiye AB tek ülke olarak kabul edildiğinde buğday üretiminde dünyada 10. sıradadır. Türkiye’nin buğday üretiminin değişimi dünya buğday üretimindeki değişimden farklılık arz etmektedir. Türkiye un ihracatını artırmak için “Dahilde İşleme Rejimi2” kapsamında her yıl 2,5 ile 4,7 milyon ton arasında buğday ithal etmektedir.

Başlıca buğday üreticisi ülkeler
Başlıca buğday üreticisi ülkeler

Dünyada buğday tüketiminde son yıllarda artış gözlenmektedir. Nüfusu fazla olan ülkelerde, buğday tüketimi fazladır. Çin kalabalık nüfusuyla, dünya buğday tüketiminde ilk sırada yer almaktadır. Türkiye buğday tüketiminde diğer ülkelere göre daha istikrarlı durumdadır.

Ülkelerin toplam buğday tüketimi rakamları nüfuslarına paralel olarak artış göstermekle birlikte ülkelerin gelişmişlik düzeyleri, kültür gibi etkenlere bağlı olarak da değişmektedir. Bazı ülkelerin yıllık kişi başına tüketim rakamları; ABD’de 94 kg, AB’de 119 kg, Hindistan’da 69 kg, Çin’de 76 kg’dır. Türkiye’ de ise kişi başına yıllık buğday tüketimi ortalama 250 kg’dır.

Başlıca buğday tüketicisi ülkeler
Başlıca buğday tüketicisi ülkeler
Dünyada en yüksek buğday verimi AB ülkelerindedir. AB’de buğdayın hektara verimi ortalama 2014 yılında 5,30 tondur.

Bu değer, dünya ortalamasının yaklaşık iki katıdır. Verimlilik açısından AB’yi Çin, Kanada ve ABD gibi önemli üretici ülkeler takip etmektedir. Türkiye’nin ortalama buğday verimi ise hektara 2,67 tondur. Türkiye bu ortalama ile dünya buğday verim ortalaması olan hektara 3,12 tonun altında bir verime sahiptir. Türkiye’de teknik gelişmelere paralel olarak gelecek 5 yıl içerisinde buğday veriminde çok küçük artışlar beklenmektedir.

Dünya ve önemli üretici ülkelerde buğday verimi
Dünya ve önemli üretici ülkelerde buğday verimi

Buğdayda fazla çeşit sorunu özellikle ticaret borsaları, lisanslı depocular ve ticaret erbabı tarafından sıkça dile getirilmektedir. Buna gerekçe olarak; sınıflama ve depolamada karşılaşılan zorluklar ortaya konulmaktadır. Bununla birlikte ülkemizde olduğu gibi tüm dünyada; verim, kalite ve çevresel streslere tolerans açısından çeşit geliştirme çalışmaları artarak devam etmekte ve yeni çeşitler tescil ettirilmektedir. Çeşit geliştirme ortaya çıkan yeni sorunların çözümü ve iklim değişikliği ile bağlantılı olarak gereklilik arz etmektedir. Çelişki görülen bu sorunun çözümü yönünde;

  • Yeni çıkan sorunlara çözüm ve iklim değişikliğinden daha az etkilenen ve kalite-verimi yüksek, strese toleranslı çeşit arayışları ve ıslah çalışmaları devam ettirilmelidir.
  • Ülkemizde çeşit isimleri fazlaca ön plana çıkarılmakta olup, bunun yerine daha çok kalite sınıfları ve spektleri üzerinde durulmalıdır.
  • Fazla çeşitten kaynaklanan sınıflama ve depolama sorununun; her farklı ekolojinin yapacağı; farklı çeşitlerin değişik oranlarda karışımından oluşacak, verilecek bir isimle anılacak ürün grupları oluşturma yönündeki dünyada benzer örneklerde olduğu gibi, çözümü üzerinde durulmalıdır. Bu konuda üniversiteler, başta TMO olmak üzere Tarım ve Orman Bakanlığın ilgili kuruluşları, ticaret borsaları ve ilişkili kurum ve kuruluşlar aktif rol oynamalıdır.

Yerel buğday konusu sıkça ve çoğunlukla da asıl mecrası dışında gündeme gelmektedir. Ülkemiz buğdayın gen merkezi olduğundan; yabanisinden kültür formalarına diploidinden, tetraploid ve heksaploidine kadar her türüne ait genotipleri barındırmaktadır.Bu sebeple;

  • Her türünde olduğu gibi; daha çok yerel buğday olarak kastedilen siyez ve gernik gibi kavuzlu buğday türlerinde de ıslah çalışmalarına devam edilmelidir.
  • Kavuzlu buğdayların (siyez ve gernik) besin değerleri ve teknolojik özellikleri ortaya konulmalı, tescil prosedürleri oluşturulmalıdır.
  • Sertifikalı tohumluk üretimleri ve ihtiyaç doğrultusunda üretimleri yapılmalıdır.
  • İşleme teknolojileri doğrultusunda işleme tesisleri üzerinde durulmalıdır.
  • Bu türlerin birim alan verimlerinin düşüklüğü dikkate alınarak, tüm buğday ekim alanlarına kapama bunlardan ekilmesi gibi hayalci yaklaşımlardan vazgeçilmelidir.
  • Ekmeklik ve makarnalık türde buğday üretiminin tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de asallığı gözden kaçırılmamalıdır.
Günümüzde Türkiye’de 700 un fabrikası aktif olarak çalışmaktadır.

Bu fabrikaların fiili un üretim kapasiteleri yaklaşık yıllık 12 milyon tondur. Ancak, kapasite kullanım oranı oldukça düşük seviyelerdedir (%55). Türkiye’nin kapasite kullanım oranı dünya ortalaması olan %65’ten daha düşüktür. Türkiye’de faaliyet gösteren un işletmeleri kuruluş yerlerini hammaddeye, pazara ve altyapıya yakınlığa bağlı olarak seçmişlerdir.

Bir un fabrikası
Bir un fabrikası

İşletmeler buğday alımını, aylık yapmaktadırlar. Bazı işletmeler ise buğday alımını yoğun olarak hasat döneminde gerçekleştirmeyi tercih etmektedirler. Buğday yoğun olarak serbest piyasa koşullarında alınmaktadır. Ancak piyasadaki devresel hareketlere bağlı olarak TMO’dan da buğday alımı yapılmaktadır. Bunun yanı sıra büyük kapasiteli un işletmeleri yıl boyunca çalışabilmek ve daha kaliteli buğdayı daha ucuza satın alabilmek için ithalat yoluyla buğday temin etmektedirler. Türkiye un sanayisinde buğday unun üretimi genelde ekmeklik olmakla birlikte; unlu mamullerin tüketimindeki gelişmeler nedeniyle: nişasta, bisküvi, pide unu, simit unu, kek unu gibi özel amaçlı un üretimleri de yapılmaktadır.

Bin dokuz yüzlü yılların başında, Türkiye’de 2,8 milyon hektar arazi üzerinde 2,5 milyon ton buğday üretilirken, günümüzde yaklaşık 8 milyon hektar arazide 22 milyon ton buğday üretilmektedir. Söz konusu dönemde buğday verimliliği hektara yaklaşık 1 tondan, 2.82 tona yükselmiştir. Buğday üretimindeki artış 1990’lara kadar ekilen alanda meydana gelen artışla elde edilmişken, günümüzdeki artış verimlilik artışına bağlıdır.

Yıllara göre Türkiye'nin buğday verimi
Yıllara göre Türkiye'nin buğday verimi

Türkiye’de yıllık buğday üretimi ve var olan stoklar yurt içi tüketimi karşılayacak düzeydedir. Fakat mevsimsel dalgalanmalar ve kaliteli buğday arzında yaşanan sıkıntıdan dolayı, unun hammaddesi olan buğday ithal edilmektedir. Son yıllarda Türkiye un ihracatında sürekli bir artış gözlenmektedir. Un ihracatında yaşanan olumlu gelişmeler de kaliteli buğday ithalatını artırmıştır.

Yıllara göre Türkiye'nin un ithalatı ve un ihracatı
Yıllara göre Türkiye'nin un ithalatı ve un ihracatı
İki bin on üç yılı itibariyle dünyanın en önemli un ihracatçısı Türkiye’dir. Türkiye dünya un ihracatının %18’ini gerçekleştirmektedir.

Türkiye’yi 1,8 milyon ton un ihraç eden Kazakistan takip etmektedir. Gelecek yıllarda Türkiye’nin buğday unu ihracatının artacağı tahmin edilmektedir. Bu iki ülke dışında en önemli un ihracatçısı ülkeler Almanya, Pakistan ve Fransa’dır.

Önemli un ihracatçısı ülkelerin, un ihracat miktarları
Önemli un ihracatçısı ülkelerin, un ihracat miktarları

Dünya buğday unu fiyatları çok istikrarlı değildir. Buğday üretiminde yaşanan artış ve azalışlar bu istikrarsızlığın en temel sebebidir. Dünya piyasalarında buğday ununun fiyatı 2013 yılı itibariyle 461 $/ton seviyesindedir. Dünya piyasalarında buğday ununun fiyatının 2014-2018 yılları arasında 438 $ olarak gerçekleşmiştir. Buğday ununun fiyatı ülkeler bazında incelendiğinde, un ihracatında lider ülke olan Türkiye’nin un ihracat fiyatının ton başına 442 $ seviyesindedir. 2014-2018 yılları arasında buğday unu fiyatının ton başına ortalama 425 $ gerçekleşmiştir. Türkiye’nin un ihracat fiyatı dünya ortalamasının altında iken, un ihracat eden Avrupa ülkelerinin birim fiyatları ise dünya ortalamasının üzerindedir.

Önemli un ihracatçısı ülkelerin birim fiyatları
Önemli un ihracatçısı ülkelerin birim fiyatları

Türkiye’nin ihraç pazarlarına baktığımızda Ortadoğu, Uzakdoğu Asya ve Afrika ülkelerinin ilk sıralarda yer aldığını görülmektedir. İki bin beş yılından itibaren, Irak Türkiye’nin en önemli un ihracat pazarı konumundadır. Türkiye yaptığı toplam un ihracat değerinin yaklaşık yarısını Irak’a gerçekleştirmektedir. Küresel krize rağmen, Türkiye un ihracatında her hangi bir azalma olmamıştır.

Türkiye’nin Un İhracatı Yaptığı Önemli Ülkeler ve İhracat Değerleri
Türkiye’nin un ihracatı yaptığı önemli ülkeler ve ihracat değerleri

Türkiye’nin un ihracatı yaptığı ilk 5 ülke miktar bazında aşağıdaki tabloda yer almıştır. Irak sadece değer olarak değil aynı zamanda miktar olarak da birinci sırayı almaktadır. Irak’ı Suriye ve Filipinler takip etmektedir. 2018 sonunda, Türkiye dünyaya olan un ihracatını 2013 yılına göre yaklaşık %40 artırmıştır. İlerleyen dönemlerde, buğday unu ihraç ettiğimiz ülkelerde etkinliğimizin devam etmesi beklenmektedir.

Türkiye’nin Un İhracatı Yaptığı Önemli Ülkeler ve İhracat Miktarları
Türkiye’nin un ihracatı yaptığı önemli ülkeler ve ihracat miktarları

Dünya un piyasalarında Türkiye’nin en önemli rakibi olan Kazakistan’ın daha çok nüfus yoğunluğu fazla ve kendisine yakın komşu olan Özbekistan, Tacikistan, Afganistan, Türkmenistan vb. gibi ülkelere un ihraç ettiği görülmektedir. Kazakistan’ın pazar yönünden dar bir hinterlanda sahip olmasının sebebi bulunduğu jeopolitik konumdan ve ürettiği unun kalitesinden kaynaklanmaktadır. Gelecek yıllarda, Kazakistan’ın yakın çevresine yapacağı un ihracat miktarında artışlar beklenmektedir.

İhraç için gemiye yüklenen un çuvalları
İhraç için gemiye yüklenen un çuvalları

Kazakistan bazı dönemlerde ihraç edilen un miktarı açısından Türkiye’nin önüne geçmiş olsa da, ihraç değeri olarak Türkiye her zaman Kazakistan’ın önünde yer almıştır. 2012 yılında, Kazakistan 2,2 milyon ton ihracat ile 606 milyon dolarlık gelir elde ederken; Türkiye 1,9 milyon ton ihracat ile 841 milyon dolarlık gelir elde etmiştir. Bu durumun, Türkiye’nin un kalitesinin Kazakistan’dan daha iyi olmasından kaynaklandığı söylenebilir.

Türkiye ve Kazakistan'ın buğday ihracatı karşılaştırması
Türkiye ve Kazakistan'ın buğday ihracatı karşılaştırması
TUSAF 2013 sektör raporuna göre, Türkiye’ de faal durumda olan 700 un fabrikasının büyük çoğunluğu buğdayın üretim alanı olan İç Anadolu Bölgesi’ndedir.

Bu bölgenin öne çıkmasının sebepleri olarak bu bölgenin pazara yakın olması ve un sanayi yönünden tesisleşmeye yatkın bir bölge olması belirtilebilir. Un fabrikası sayısı açısından İç Anadolu Bölgesi’ni sırasıyla Karadeniz ve Marmara bölgeleri takip etmektedir.

İlgili Ürünler

Türkiye un fabrikalarının bölgelere göre dağılımı
Türkiye un fabrikalarının bölgelere göre dağılımı
Türkiye un sanayisinin yaklaşık yıllık 22 milyon tonluk un üretim kapasitesi bulunmaktadır. Ancak Türkiye’nin fiili un üretim kapasitesi 12 milyon ton civarında gerçekleşmektedir.

Bu durum kapasite kullanım oranının düşüklüğünden kaynaklanmaktadır. Türkiye’nin un üretim kapasitesinin bölgesel dağılımı genel olarak işletme sayısının bölgesel dağılımıyla paralellik arz etmektedir. Aralarındaki en belirgin fark, Güneydoğu Anadolu Bölgesi fabrikalarının kapasitesinin üçüncü sırada yer almasıdır. Bu durumun sebebi olarak, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya yapılan un ihracatının büyük bölümünün bu bölgeden yapılıyor olması belirtilebilir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin Ortadoğu’ya açılan kapı olması büyük kapasiteli un fabrikalarının burada kurulmasına zemin hazırlamıştır.

Bölgelere göre un fabrikalarının kapasiteleri
Bölgelere göre un fabrikalarının kapasiteleri

Un sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin faaliyetlerini ekonomik olarak sürdürebilmeleri ve rekabet güçlerini koruyabilmeleri için piyasa koşullarının ortaya çıkardığı riskleri de dikkate almak durumundadır. Un sektöründe faaliyet gösteren işletmeler tahsilat riski, stok riski, yasal riskler ve teknoloji riski ile karşı karşıya kalmaktadırlar.

Un sanayicisi, atıl kapasitenin getirdiği yoğun rekabetten dolayı, müşterilerine açık hesap ve teminatsız mal satışı yapmak durumunda kalmaktadır. Bu da, sektörün tahsilatlarında aksamalara ve yüksek riskler taşımalarına sebebiyet vermektedir. Sektörün alacak riskleri, bankaların karşılaştığı alacak risklerinden oldukça önemli farklılık arz etmektedir.

Un sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin karşılaştığı ikinci risk grubu stok riskidir. İşletmeler, üretim devamlılığını ve kalite istikrarını sağlamak amacıyla, stoklarında birkaç aylık hammaddelerini bulundurmak zorundadırlar. Firmalar, bu stoklarını muhafaza ederken, depolama şartlarından kaynaklanan risklerle karşı karşıyadırlar. Bu riskler, depo zararlısı haşereler, depo içinde meydana gelecek kızışmalar, depoya dışarıdan gelebilecek, su baskını, sel gibi etmenlerdir.

Belirtilen risklerin gerçekleşmesi durumunda firmaların depo firesi vermesi söz konusudur. İşletmelerin hammaddeleri olan buğdayı stoklarına aldıktan sonra, buğday fiyatında yaşanabilecek dalgalanmalarda bu risk grubundadır. Stokta bulunan buğday miktarı, eldeki siparişlerden genellikle daha fazla olduğundan, buğday fiyatında yaşanabilecek bir düşüş, stoklardan zarar etmeye sebebiyet verebilmektedir.

Yasal riskler un sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin karşılaştığı bir diğer risktir. Un Sanayi işletmeleri, birer üretim tesisi oldukları için, birçok bakanlık, kamu kurumu ve kuruluşu ile münasebette bulunmaktadırlar ve bu kurumların düzenleme ve yönetmeliklerine tabidirler. Un işletmeleri, bu kanun, yönetmelik ve kurallardan kaynaklanabilecek birçok ceza ve uygulama riski ile karşı karşıyadırlar. Un fabrikaları, yoğun rekabet ortamında faaliyetlerini sürdürmekte ve çok düşük kar marjları ile çalışmaktadırlar. Bu nedenle, teknolojik yenilikleri takip etmekte zorlanmakta ve ar-ge’ye bütçe ayıramamaktadırlar. Bu durum, uzun vadede, işletmelerin verimliliklerinin düşmesine sebebiyet verebilmektedir. Bu risk teknoloji riski olarak bilinmektedir.

Türkiye son yıllarda sürekli artan mamul madde ihracatı ile dünyanın en önemli un ihracatçısı konumundadır.

Türkiye 2013 yılında hem miktar olarak hem de değer olarak un ihracatında ilk sırada yer almıştır. 2013 yılında Türkiye’nin un ihracat miktarı yaklaşık 2,1 milyon tondur ve un ihracat değeri ise 946 milyon dolardır.

Türkiye dünyanın birçok ülkesine un ihracatı gerçekleştirmektedir. Bu ülkeler arasında geçmiş yıllarda Ortadoğu ülkeleri ağırlıkta iken; son yıllarda Afrika ülkelerine de un ihracatı yapılmaktadır.Bunun yanı sıra Uzakdoğu pazarına da Türkiye’nin un ihracatı söz konusudur.

Türkiye'nin buğday unu ihracatı noktaları
Türkiye'nin buğday unu ihracatı noktaları

Türkiye’nin un ihracatındaki en büyük rakibi olan Kazakistan’ın un ihracatı yaptığı ülkeler görülmektedir. Şekilde de görüldüğü üzere Kazakistan daha yerel bir pazara sahiptir ve kendisine yakın komşu ülkelere ihracat yapmaktadır. Pazarı komşularıyla sınırlanmış durumda olan Kazakistan’ın sahip olduğu coğrafik konumu hem dezavantaj hem de avantaj oluşturmaktadır. Coğrafik konumunun sağladığı en büyük avantajı etrafında Çin ve Rusya gibi nüfus bakımından zengin ülkelerin bulunmasıdır. İhracat için ulaşım imkanları ise en önemli dezavantajıdır.

Kazakistan'ın buğday unu ihracatı noktaları
Kazakistan'ın buğday unu ihracatı noktaları
Buğday unu ihracatı ve toplam tarım ürünleri ihracatında unun payında zaman içinde meydana gelen değişim, Türkiye un sanayinin mukayeseli rekabet gücünün arttığına işaret etmektedir.

Türkiye’nin rekabet gücünü ortaya koymak amacıyla hesaplanan Balassa indeksleri (Açıklanmış Karşılaştırmalı Üstünlükler Endeksi - RCA= Revealed Comparative Advantage Index) ve bu indekslerde meydana gelen değişim (RCAV) değerleri, Türkiye un sanayinin mevcut durumda hem dünya hem de AB’ ye karşı mukayeseli rekabet üstünlüğüne sahip olduğunu göstermiştir. Gelecekte Türkiye un sanayisinin pazar payı dünya ve AB’ye karşı yakın zaman diliminde hızlı, daha sonraki yıllarda ise daha yavaş artacağı tahmin edilmektedir.

Türkiye’nin un ihracatının büyük kısmını gerçekleştirdiği ülke Irak’tır.

Türkiye Irak un pazarındaki en büyük aktördür. Türkiye son 5 yılda Irak pazarındaki ihracat gelirini %67 arttırmıştır. Irak pazarındaki rakip ülkeler Türkiye’nin çok gerisindedir ve bu ülkelerin ihracat gelirleri son 5 yıl içerisinde ciddi oranlarda düşmüştür. Onuncu Kalkınma Planı döneminde Türkiye’nin Irak pazarından sağlayacağı ihracat gelirinin ortalama 565 milyon $ olacağı tahmin edilmektedir.

Irak’a Un İhracatı Gerçekleştiren Ülkeler ve Değişimleri
Irak’a Un İhracatı Gerçekleştiren Ülkeler ve Değişimleri

Son 5 yıl içerisinde Türkiye’nin Irak’a yapmış olduğu un ihracatı miktarı %22 artmıştır. Irak pazarında faaliyet gösteren ülkelerin ise un ihracatı bu 5 yıl içerisinde azalma eğilimindedir. Türkiye’nin Irak pazarından sağladığı ihracat geliri, ihraç ettiği un miktarından daha fazla artmıştır.

Türkiye’nin son yıllarda etkin olduğu pazarlardan birisi de Uzakdoğu pazarında yer alan Filipinler’dir. Türkiye son 5 yıl içerisinde Filipinler’deki un ihracat gelirini %178 artırmıştır. Türkiye, daha önceden bu pazara hakim olan Çin, Endonezya ve Avusturalya gibi ülkelere ciddi bir rakip olmuştur.

Son 5 yılda Vietnam’ın, Filipinler’e un ihracatından olan gelirini %400 artırmasına rağmen değer bazında Türkiye’nin çok gerisindedir. Son 5 yıl içerisinde Türkiye’nin Filipinler’e yapmış olduğu un ihracatı miktarı %112 artmıştır. Un ihracat miktarındaki artış ile gelir arasındaki artış arasında hemen hemen doğrusal bir ilişki vardır. Filipinler’e un ihraç eden ülkelerden Avusturalya son 5 yılda ciddi gelir kayıpları yaşamıştır.

Filipinler’e Un İhracatı Gerçekleştiren Ülkeler ve Değişimleri
Filipinler’e Un İhracatı Gerçekleştiren Ülkeler ve Değişimleri

Angola Afrika’da son yıllarda Türkiye’nin etkin faaliyet gösterdiği pazarlardan biridir. Türkiye, Angola’da en büyük ihracatçı ülke olan Fransa’nın ardından en önemli ikinci un ihracatçısı durumundadır. Türkiye son 5 yıl içerisinde Angola pazarındaki gelirini %377 arttırmıştır. Türkiye’nin bu pazarda son 5 yıldaki gelir artış oranı ihracat miktarı artışından daha fazladır. Türkiye Angola’da son yıllardaki etkinliğiyle; Hollanda, Almanya, Belçika gibi Avrupa ülkelerini geride bırakmıştır.

Angola’ya Un İhracatı Gerçekleştiren Ülkeler ve Değişimleri
Angola’ya Un İhracatı Gerçekleştiren Ülkeler ve Değişimleri
Son yıllarda Türkiye’nin un ihracatında etkin olduğu ülkelerden pazar payında daralma olan tek ülke Endonezya’dır.

Endonezya’nın toplam un ihracatında son yılda 2012 yılına göre %56 azalma olmuştur. Türkiye’nin Endonezya’ya yaptığı un ihraç miktarı ve geliri ise %84 azalmıştır. Hindistan son yıl itibariyle Sri Lanka’nın ardından Türkiye’nin en ciddi rakibidir.

Endonezya’ya Un İhracatı Gerçekleştiren Ülkeler ve Değişimleri
Endonezya’ya Un İhracatı Gerçekleştiren Ülkeler ve Değişimleri

Türkiye’nin son yıllarda un ihracatında en büyük gelişim gösterdiği pazarlardan biri Gine’dir. Son 5 yılda Türkiye’nin Gine’ye yaptığı un ihracatı miktarı %39 bin, geliri ise %44 bin arttırmıştır. Türkiye’nin Gine pazarında üstünde yer alan tek ülke Fas’dır. Türkiye bu pazarda, Belçika, Hollanda ve Fransa gibi AB ülkelerinin etkinliğini azaltmıştır.

Gine’ye Un İhracatı Gerçekleştiren Ülkeler ve Değişimleri
Gine’ye Un İhracatı Gerçekleştiren Ülkeler ve Değişimleri

Sonuç olarak; Türkiye un sanayisinin hem maliyet hem de ticaret göstergeleri açısından dünya buğday unu piyasasında rekabet üstünlüğüne sahip olduğunu ve önümüzdeki 5 yıllık dönem içinde bu üstünlüğünü sürdüreceğini göstermiştir.

Türkiye un ihracatında dünyada lider ülkedir. Türkiye’nin un ihracatındaki en önemli rakibi Kazakistan’dır. Fakat Türkiye’nin Kazakistan ile pazar bazlı bir rekabeti yoktur. Türkiye un ihracatı alanında Güney Amerika ülkeleri hariç dünyanın hemen hemen her yerine ulaşmıştır. Türkiye net un ihracatçısı bir ülke olmasına karşın buğday ithalatı yapan bir ülkedir. Bunun en önemli nedenleri; iç tüketimin fazla olması, üretilen buğdayın kalitesindeki düşüklük ve uygulanan tarım politikalarından dolayı çiftçinin buğday üretimini terk etmesidir. Bunun yanı sıra Türkiye buğday verimi dünya ortalamasının altındadır. Buğdayın anavatanı olan bir ülkede verimin düşük olmasının nedenleri bir araştırmaya konu olacak kadar geniş kapsamlıdır.

Türkiye’ de un sanayi işletmeleri, genel olarak buğday üretiminin yapıldığı alanlara yakındır. Bu yakınlık hem buğdayın hem de unun kar marjının düşük olmasıyla doğru orantılıdır. Türkiye’de un sanayinin kapasite kullanım oranı dünya ortalamasının altındadır. Bunun en önemli nedeni un sanayinde çok fazla firmanın bulunması ve bu firmaların çoğunun küçük ölçekli işletmeler olmasıdır. Bu da dünya un ihracatında Türkiye’nin daha fazla kazançlara erişmesini engellemektedir. Dünyada ve Türkiye’de un fiyatları buğday arzına bağlı olarak değişimler göstermektedir. Fakat Türkiye’nin un fiyatları her dönemde dünya ortalamasının altında seyretmiştir.

Türkiye un sanayinin atıl kapasitesi düşürülerek rekabet gücünün daha da yukarılara çıkarılması sağlanabilir. Türkiye orta ölçekli bir un üreticisi ülke olup, buğday unu üretiminde kapasite kullanım oranı oldukça düşük düzeylerdedir. Her ne kadar ihracat rakamları dünya genelinde iyi olsa da mevcut kapasitenin çok altındadır. Kapasite kullanım oranının artırılması için, hali hazırda ihracat yapan işletmeler desteklenmeli, ihracat yapmayan işletmelerde ise ihracatı özendirici önlemler alınmalıdır. Söz konusu işletmelere düzenlenecek eğitimler ile kurumsal kapasite oluşturulması, ihracat prosedürlerindeki deneyimlerin artırılması ihracatının artmasına, dolayısıyla da kapasite kullanım oranının düşmesine katkı sağlayabilecektir. Eş zamanlı olarak işletmelerin ihtiyaç duyacağı finansmanın uygun koşullarda sağlanması da yararlı olabilecektir. Hali hazırda ihracat yapan un sanayicileri de yurt dışı pazarlarda siyasal olarak da desteklemeli ve kalite artışları ve markalaşma konularında özel destekler verilmelidir.

Kazakistan’ın un sattığı ülkeler dünyadaki büyük un tüketicisi ülkelerdir. Söz konusu pazarlar Kazakistan’ın yerel pazarı olmaktan çıkarılması için pazar araştırmaları yapılmalı ve bu pazarlara giriş yapılması sağlanmalıdır. Türkiye’nin bölgeye yakınlığını ve sahip olduğu tarihi bağları bu amaçla kullanılmalıdır. Türkiye un sanayisinin rekabet gücünü arttırmak maksadıyla sektördeki küçük ve orta büyüklükteki işletmeler birleşme yoluyla büyümeli ve teknolojik gelişmelere adapte olarak dış pazara açılmalı ve atıl kapasitelerini ortadan kaldırılmalıdırlar.

Türkiye’de kaliteli buğday üretimi teşvik edilerek buğday ithalatının azaltılması gerekmektedir. Bu sebeple unun hammaddesi olan buğdayın kaliteli ve yüksek verimli şekilde üretilmesi için politika ve stratejiler geliştirilmelidir. Çiftçilere ıslah edilmiş, verimi ve kalitesi yüksek tohumluk temininde kolaylık sağlanması ve buğdayın yoğun olarak üretildiği ve un pazarına yakın olan ülkelerde imkanlar dahilinde tesisleşmeye gidilmelidir. Gerekli durumlar da devlet bu yatırımcılara teşvikler sağlamalıdır. Bu Türkiye’nin pazar payını daha da arttıracaktır ve lider olduğu sektörde tek olmasının yolunu açacaktır.

Kaynaklar

Serkan SEZEN