profil resmi
Serkan Sezen
Ziraat Mühendisi, Konya

Türkiye'de Soya Fasulyesi

12 Dakikalık Okuma
6 Haziran 2021 Pazar
Yetiştiricilik
Soya
Özet
Soya fasulyesi, bugün dünyanın en önemli bitkisel protein ve yağ kaynağı haline gelen önemli bir tarımsal ürünüdür.
0
Paylaş

Soya fasulyesinin dünyada önemli bir tarımsal ürün olmasını sağlayan en önemli unsur, süreklilik gösteren bir ıslah döngüsü içerisinde, mevcut genotiplerin genetiksel açıdan iyileştirilmesidir. Zengin oranda besin maddeleri içeren soya tohumları, itibariyle beslenme ve endüstride önemli bir yeri olduğundan birçok ülkede yetiştirilmektedir.

Soya fasulyesinin anavatanı Çin ve Mançurya’dır. Dünyada en çok soya fasulyesi yetiştiren ülkeler sırası ile ABD, Çin, Rusya, Brezilya, Endonezya, Kore, Japonya ve Kanada’dır.

Ülkemizde 1950’li yıllarda başlanılan soya üretimi, Karadeniz ve Akdeniz Bölgeleri’nde yoğunlaşmıştır. Soya üretimi her ne kadar 1982 yılında ülke çapında ikinci ürün projesinin başlatılması ile çok hızlı bir artış göstermişsede, 1987 yılında yıllık 250 bin ton soya üretiminden hızla gerileyerek 2005 yılında da 29 bin ton olarak gerçekleştirilmiştir.

Soya, bitki gelişimi, verim ve kalite açısından ekolojik koşullara tepkisi oldukça yüksek olan kültür bitkilerindendir ve genel olarak 729 mm yağış altında ve 3600 ºC toplam ısı ihtiyacı olan %71-74 nem içeriğinde yetişen bir bitkidir. Hemen hemen her çeşit toprakta yetiştirilmektedir. Fakat verimli, killi veya kumlu–killi yumuşak topraklarda en iyi netice alınmaktadır.

Soya fasulyesi tarlası
Soya fasulyesi tarlası

Soya bir baklagil bitkisi olması sebebi ile ihtiyacı olan azotu köklerinde yaşayan Bradyrhizobium japonicum bakterisi sayesinde, havanın serbest azotunu toprağa bağlamak suretiyle karşılamaktadır. Bu şekilde, hem kendisinden sonra ekilecek bitkiye azotça zengin bir ortam bırakmakta, hem de kendi ihtiyacı olan azotu karşılamaktadır. Bu sayede daha az azotlu gübre kullanılmaktadır.

Bu nedenle, bitkilerin azot gereksinimlerini karşılamak için toprağın azot miktarını artırmada önemli rolü olan baklagillerin ekim nöbetine konulması çiftçimizin bu konuda bilinçlendirilmesi çok çok önemli, münavebeli tarım için soya fasulyesi isabetli seçim olacaktır. Üstüne üstlük kullanılan mineral azot gübrelerinin bir kısmı yıkanma yoluyla, bir kısmı denitrifikasyon yoluyla topraktan uzaklaştığı için, kullanılan gübrelerden optimal şekilde bitkinin yararlanması mümkün olmamaktadır. Azotlu gübre kullanımı sonucu, verimdeki yüksek oranda artışla birlikte, fazla azotlu gübrelerin ve azotlu atıkların taban suyuna ve içme suyuna karışması yoluyla ortaya çıkan sorunlar, çevre kirliliğinin en büyük müsebbiplerinden birisidir.

Özellikle aşırı nitrat gübrelemesi durumunda toprakta nitrat formunda bulunan azot, sebzeler tarafından alınarak sebzede ve insan bünyesinde nitrit formuna indirgenmek suretiyle kandaki hemoglobinin methemoglobine (Hemoglobin molekülünün anormal formlarından biridir, demirin ferröz formdan (Fe2+), ferrik forma (Fe3+) oksidasyonu ile oluşur.) dönüşümüne neden olmakta ve böylece kanda oksijen taşınmasını engellemektedir. Nitratın, nitrit ve diğer bazı bileşiklerin insan ve hayvanlarda sindirim sistemlerinde nitro enzimlere dönüşerek kansorejen etkilerde bulunduğu bilinmektedir.

Soya fasulyesi
Soya fasulyesi

Türkiye'de Soya Üretim Durumu

TUİK verilerine göre Türkiye’de 2016 yılında toplam 381.804 da alanda soya üretimi gerçekleştirilerek bir önceki yıla göre soya üretim alanlarında %3,79 oranında artış sağlanmıştır. Türkiye’de 2016 yılında en fazla soya üretim alanının 222.607 da ile Adana iline ait olduğu görülmektedir. Daha sonra sırasıyla Mersin, Samsun, Osmaniye ve Şanlıurfa illeri gelmektedir.

Türkiye'de 2016 yılı soya üretim alanlarının illere göre dağılımı (da)
Türkiye'de 2016 yılı soya üretim alanlarının illere göre dağılımı (da)

Türkiye’de 2016 yılında soya üretim alanlarının illere göre oransal dağılımı gösterilmiştir. Adana ili tek başına Türkiye soya üretim alanlarının %58’ini karşıladığı görülürken, Mersin ili %22 oranıyla ikinci sırada gelmektedir.

Üretim alanları sıralamasında ilk beş sıraya giren illerin Türkiye soya üretim alanlarının %95’ine sahip olduğu görülmektedir.
Türkiye'de 2016 yılı soya üretim alanlarının illere göre dağılımı (%)
Türkiye'de 2016 yılı soya üretim alanlarının illere göre dağılımı (%)

TUİK verilerine göre Türkiye’de 2016 yılında üretilen soya miktarı bir önceki yıla göre yaklaşık %2,5 oranında artış göstererek 165.000 ton olmuştur. Türkiye’de 2016 yılında üretilen soya miktarının illere göre dağılımı gösterilmiştir. Adana 100.436 ton ile ilk sırada yer alırken, Mersin 38.747 ton ile ikinci sırada yer almıştır. Samsun, Osmaniye ve Kahramanmaraş ise soya üretiminde önde gelen diğer iller olarak öne çıkmıştır.

Türkiye'de soya üretim miktarının illere göre dağılımı (ton)
Türkiye'de soya üretim miktarının illere göre dağılımı (ton)

Adana ili Türkiye’de üretilen toplam soya miktarının %61’ini tek başına üretirken, Mersin ise %23’ünü üretmiştir.

Adana ve Mersin illeri 2016 yılında Türkiye’de üretilen toplam soya miktarının %84’ünü karşılamıştır.
Türkiye'de soya üretim miktarının illere göre dağılımı (%)
Türkiye'de soya üretim miktarının illere göre dağılımı (%)

Türkiye dünya soya üretim alanları ve üretim miktarında önemli bir ülke durumunda olmamasına rağmen soya verimleri bakımından dünya verim ortalamalarının üzerinde verim ortalamasına sahiptir. USDA verilerine göre dünya 2016 yılı soya verim ortalaması 292 kg/da iken TUİK verilerine göre Türkiye 2016 yılı soya verim ortalaması 354 kg/da’dır. Mersin ili soya verim ortalaması 462 kg/da ile Türkiye’de ilk sırada yer alırken, Adana ili ise 451 kg/da ile ikinci sırada yer almıştır.

Türkiye'de illere göre soya verim ortalamaları (kg/da)
Türkiye'de illere göre soya verim ortalamaları (kg/da)

TUİK verilerine göre 2015/16 soya üretim ve pazarlama sezonunda Türkiye’nin soya arzı 2,4 milyon ton, kullanılabilir üretim 159 bin ton, ithalatı 2,3 milyon ton, ve yurt içi kullanımı 2,3 milyon ton olurken, ihracatı 117 bin ton olmuştur. Kişi başı soya tüketimi 0,4 kg ve yeterlilik derecesi %6,9 olarak gerçekleşmiştir.

Türkiye 2016 yılında 93 ton tohumluk soya fasulyesi ihracat yapmış ve bu ihracattan 103.419 $ gelir elde etmiştir.

Türkiye en fazla Irak’a tohumluk soya fasulyesi ihraç ederken (55 ton) Azerbaycan, Tacikistan, Türkmenistan ve Kazakistan ise diğer ihracat yapılan ülkeler arasındadır. Türkiye’nin 2016 yılında ham soya ihracatı toplamı ise 34 milyon ton olurken, bu ihracatların karşılığı ise 25 milyon $ olmuştur. Türkiye’nin ham soya yağı ihracatının 1/3’ü Irak’a gerçekleşirken, Çin, Cezayir, KKTC ve Ürdün ise ham soya yağı ihracatımızın yapıldığı diğer ülkeler olmuştur.

Türkiye’nin soya türevleri içinde dış ticarete konu olan en önemli ürünü soya fasulyesi yağından arta kalan küspe ve katı atıklarıdır. 2016 yılında 44 milyon ton soya küspesi ihraç eden Türkiye buna karşılık 664 milyon ton soya küspesi ithal etmiştir. Soya küspesi ihracatının karşılığı 19 milyon $ olurken, ithalatın karşılığı ise 254 milyon $ olmuştur. Soya küspesi ihracatının %62,4’ü Irak’a gerçekleştirilirken, KKTC, Lübnan, Türkmenistan ve Azerbaycan ise diğer ihracat yaptığımız ülkeler arasındadır.

Türkiye’nin soya küspesi ithalatının yaklaşık %71’i Arjantin’den gerçekleştirilmiştir. ABD,Ukrayna, İspanya, Brezilya ve Bulgaristan ise Türkiye’nin soya küspesi ithalatı yaptığı diğer önemli ülkelerdir. Türkiye’nin soya ve soya küspesi dış ticaret hareketliliği; Güney Amerika kıtası ülkelerinden ithalat yapıp, Orta Doğu ülkeleri ve Türk Cumhuriyetleri ülkelerine ihracat yapılması şeklinde gerçekleşmektedir.

Soya bitkisi Türkiye’de ilk kez 1930’lu yıllarda üretilmeye başlanmış ve o yıllarda sadece Karadeniz Bölgesi’nde tarımı yapılmıştır. Daha sonra uygulamaya konulan ikinci ürün projesi ile soya tarımı bugün ağırlıklı olarak Akdeniz Bölgesi’nde yapılmaktadır.

Soya dünya genelinde birçok ülke için yağlı tohumlar arasında öncelikli ürün olmasına ve toplam yağlı tohum üretiminin yaklaşık %50’sini oluşturmasına karşın, Türkiye’de bu oran sadece %4’tür.

Soyanın en önemli özelliği, diğer bitki ve hayvan yem kaynaklarına göre, birim alandan daha fazla ve ucuz protein sağlamasıdır. Soya protein, hayvansal proteine en yakın protein olup, biyolojik değeri çok yüksektir. Bu nedenle soya yağsız unu özellikle kümes ve küçükbaş hayvanları, süt ve besi sığırları rasyonlarında protein kaynağı olarak kullanılmaktadır.
Soya fasulyesi bitkisi
Soya fasulyesi bitkisi

Günümüzde ekim alanı ve üretim bakımından Akdeniz Bölgesi’nde önemli bir yere sahip olan soya, özellikle Çukurova’da tahıl üretiminden sonra ikinci ürün olarak ön plana çıkmaktadır. Soyanın sulama ile kolayca üretilmesi bu bölgedeki gelişmesini desteklemiştir.

Türkiye’de soya en çok hayvan yemi olarak tüketilmektedir. Soya ve soya ürünlerinin nerede ise tamamını bugün için ithal etmek durumunda olan Türkiye’de bu ürünlere ihtiyaç, kanatlı yemi üretiminin artışı oranında artmaktadır. Yem sanayi için yapılan ithalatın önemli nedenlerinden biri ithal küspelerinin protein oranlarının yerli üretime göre yüksek oluşudur.

Türkiye soya üretimi açısından yeterli iklim koşullarına sahip olmasına rağmen, üreticilerin daha düşük maliyetli ürünleri tercih etmesi nedeniyle üretimde istenilen düzeye ulaşılamamıştır.

Ayrıca, özellikle dünya soya fiyatlarının yurt içi fiyatlardan düşük gerçekleştiği yıllarda üreticiler pazarlama problemi yaşadığından, daha kolay pazarlayacağı ürünleri tercih etmektedirler.

Türkiye’de başlıca üretim bölgesi olan Çukurova, bölgesinde soya, pamuk ve mısıra karşı maliyet avantajına sahiptir.

Soya Üretim Alanlarının Artacağı Tahmin Ediliyor.

Türkiye’de soya üretim alanları azalan bir seyir göstermektedir. 2013/14 üretim sezonunda 433 bin ha olan Türkiye soya üretim alanlarının 2016/17 sezonunda yaklaşık %12 oranında azalarak 382 bin ha alana düşeceği tahmin edilmektedir. Bu düşüş ile birlikte 2015/16 üretim sezonunda 367 bin ha olan soya üretim alanlarının 2016/17 üretim sezonunda %4 oranında artarak 381,8 bin ha alana yükseleceği ancak 2013/14 üretim sezonundaki ekiliş alanlarının çok altında kalacağı tahmin edilmektedir.

Türkiye'de soya üretim alanları (bin ha)
Türkiye'de soya üretim alanları (bin ha)

Soya Üretim Miktarının Artacağı Tahmin Ediliyor

Türkiye’de soya üretim alanlarındaki azalmaya bağlı olarak soya üretim miktarlarının da azalma eğiliminde olduğu görülmektedir. 2013/14 üretim sezonunda 180 bin ton olan Türkiye soya üretim miktarının 2016/17 üretim sezonunda %8,33 oranında azalarak 165 bin tona düşeceği tahmin edilmektedir. Türkiye’de soya üretim miktarının 2016/17 üretim sezonunda bir önceki yıla göre %2,5 oranında artış göstererek 165 bin tona yükseleceği tahmin edilmektedir.

İlgili Ürünler

Türkiye'de soya üretim miktarları (bin ton)
Türkiye'de soya üretim miktarları (bin ton)

Üretiminde Adana’nın Üstünlüğünün Süreceği Tahmin Ediliyor

Türkiye’de soya üretimi daha çok güney illerimizde yoğunlaşmış olup bu bölgelerden farklı olarak Samsun ili üretimde önemli pay sahibi olarak dikkat çekmektedir. 2016 yılında 222.607 ton soya üretimi yapan Adana ilinin 2017 yılında üretimi yaklaşık %15 oranında azalarak 188.354 tona düşeceği tahmin edilmektedir.

2016 yılında Türkiye soya üretiminin %58,30’unu gerçekleştiren Adana ilinin, 2017 yılında da üretim miktarını %2 oranında arttırarak üretimin %59,47’sine sahip olacağı tahmin edilmektedir. 2016 yılında toplam soya üretiminin %21,97’sini gerçekleştiren Mersin ilinin ise, 2017 yılında %7,4 oranında üretimi azalarak %20,34 oranına düşse de ikinci sıradaki yerini koruyacağı tahmin edilmektedir. Genel olarak Adana, Mersin, Samsun, Osmaniye ve Kahramanmaraş illerinin Türkiye soya üretiminin yaklaşık %96’sını karşılayacağı tahmin edilmektedir.

2016-2017 yılı, Türkiye'de soya fasulyesi üretimi yapılan illerdeki üretim miktarları (ton)
2016-2017 yılı, Türkiye'de soya fasulyesi üretimi yapılan illerdeki üretim miktarları (ton)

Soya İthalatı Aynı Seviyede Kalacağı Tahmin Edilmektedir

Türkiye soya ihtiyacını ülke içi üretiminden karşılayamadığı için bu açığı ithalat yaparak kapatmaktadır. 2013/14 sezonunda 1.608 bin ton soya ithalatı yapan Türkiye 2014/15 üretim sezonunda ithalatını %36,63 oranında arttırarak 2.197 bin tona yükseltmiştir. 2015/16 sezonunda ithalatı yaklaşık %4 oranında arttırarak 2.283 bin tona yükselten Türkiye’nin 2016/17 sezonunda ise bir önceki sezona göre soya ithalatını %0,5 oranında azaltarak 2.271 bin tona düşüreceği tahmin edilmektedir.

Biyo güvenlik Yasası gereği GDO’lu soyadan üretilen soyanın yalnızca yem ve sanayide kullanımına (çoğunlukla boya ve mürekkep üretimi) izin verilmektedir. GDO’lu soyanın gıda amaçlı kullanımı yasaktır.

Bu nedenle soya yağı yalnızca yerli üretimden elde edilmektedir. GDO’lu olmayan soyanın gıda amaçlı kullanımına izin verilmektedir. Soya yağının büyük bir kısmı margarin üretiminde kullanılmaktadır.

Türkiye'nin soya ithalat miktarı
Türkiye'nin soya ithalat miktarı

Türkiye’nin yapacağı soya ithalatının %31,4’ünü Ukrayna’dan gerçekleştireceği tahmin edilirken, ikinci ve üçüncü sırada ise Paraguay (%27,48) ve ABD (%20,26) yer almaktadır.

Türkiye'nin soya ithalatı yapacağı tahmin edilen ülkeler (2017)
Türkiye'nin soya ithalatı yapacağı tahmin edilen ülkeler (2017)

Soya İhracatı Artış Gösterdi

Türkiye soya ihracat miktarı 2015/16 sezonunda 118 bin ton iken 2016/17 sezonunda %11,41 oranında artarak 131 bin tona yükseleceği tahmin edilmektedir. 2016/17 sezonunda Türkiye’nin %89,2 oranında en yüksek pay ile ABD’ye soya ihracatı yapacağı tahmin edilmektedir.

Türkiye'nin soya ihracatı yaptığı ülkeler
Türkiye'nin soya ihracatı yaptığı ülkeler

Soya Üretici Fiyatları Arttı

Türkiye’de 2017 üretim sezonunda soya fiyatları bir önceki yıla göre %14,8 oranında artarak 1,32 TL/kg’a yükselmiştir.

Türkiye’de soyanın borsa alış fiyatları 2016 yılında 1,25 TL/kg iken 2017 yılında %15,2 oranında artarak 1,44 TL/kg olmuştur. Borsa fiyatlarında Adana Ticaret Borsasının verileri esas alınmıştır.

Türkiye'de soya üretici fiyatları (TL/kg)
Türkiye'de soya üretici fiyatları (TL/kg)
Türkiye'de soya borsa fiyatları (TL/kg)
Türkiye'de soya borsa fiyatları (TL/kg)
Türkiye'de soya üretici ve borsa fiyatları (TL/kg)
Türkiye'de soya üretici ve borsa fiyatları (TL/kg)
Türkiye soya arz ve kullanımı (bin ton)
Türkiye soya arz ve kullanımı (bin ton)

Soya Üretim Alanlarının Azalacağı Öngörülüyor

Türkiye’de USDA verilerine göre 2017/18 sezonunda soya ekim alanlarının 30 bin hektardan %26,6 oranında azalarak 22 bin hektara düşeceği öngörülmektedir.

Soya Üretim Miktarının Azalacağı Tahmin Ediliyor

Türkiye’de USDA verilerine göre 2017/18 sezonunda soya üretim miktarının 100 bin tondan %15,0 oranında azalarak 85 bin tona düşeceği öngörülmektedir.

Türkiye’de soya için başlangıç stoklarının 2016/17 sezonunda 274 bin ton olduğu ve 2017/18 sezonunda bu rakamın %14,2 oranında artarak 313 bin tona çıkacağı öngörülmektedir. Türkiye’nin toplam soya arzı 2016/17 sezonunda 2.645 bin ton iken 2017/18 sezonunda bu miktarın %0,1 oranında artarak 2.648 olacağı öngörülmektedir. İthalat ve ihracatın azalacağı tahmin ediliyor USDA verilerine göre 2017/18 sezonunda Türkiye’nin soya ithalatının bir önceki yıla göre %1 oranında azalarak 2.250 bin tona düşeceği, ihracatının ise bir önceki yıla göre %24,2 oranında azalarak 100 bin tona düşeceği öngörülmektedir. Bitiş stoklarının ise %1,6 oranında artarak 318 bin tona yükseleceği, soya verimlerinin ise %15,9 oranında artarak 386 TL/kg’a yükseleceği öngörülmektedir.

Soya Yağı Üretim Miktarının Azalacağı Tahmin Ediliyor

USDA verilerine göre 2017/18 sezonunda Türkiye’de soya yağı üretiminin bir önceki yıla göre %4,7 oranında azalarak 162 bin tona düşeceği öngörülmektedir. Yine USDA verilerine göre Türkiye soya yağı başlangıç stoklarının 47 bin tondan 14 bin tona düşeceği, ithalatın gerçekleşmeyeceği, ihracatın bir önceki yıla göre %26 oranında düşerek 50 bin tona düşeceği, toplam soya yağı arzının 217 bin tondan 176 bin tona düşeceği ve bitiş stoklarının ise 14 bin tondan 6 bin tona düşeceği öngörülmektedir.

Geniş bir kullanım alanına sahip olan soya, gıda olarak kullanımının dışında hayvan yemi ve sanayi hammaddesi olarak değerlendirilmektedir. Soya proteini, hayvansal proteine en yakın protein olmasından dolayı ve biyolojik değeri çok yüksek olduğu için, soya yağsız unu özellikle kanatlı ve küçükbaş hayvanları, süt ve besi sığırları rasyonlarında protein kaynağı olarak kullanılmaktadır. Bununla birlikte son yıllarda soyanın, biyodizel hammaddesi olarak kullanılmaya başlamasının da etkisiyle soyaya olan talep sürekli artmaktadır.

Soya fasulyesi
Soya fasulyesi

Türkiye’de verilen desteklerle soya üretimi artış gösterse de, hem gıda sanayi hem de karma yem sanayinin çok önemli bir hammaddesi olan soya talebi, yurt içinden karşılanamamasından dolayı ithalat yoluyla giderilmektedir. Türkiye’de soya üretilmesi için gerekli ekolojik ve iklimsel şartlar mevcut olmasına rağmen, aynı şartlarda yetiştirilen diğer alternatif ürünler ile ekonomik olarak rekabet edemediği için üreticiler tarafından istenilen düzeyde rağbet görmemektedir. Bunun için gümrük vergileri ve fiyat politikalarının üreticiler için avantajlı hale getirilmesinin yanında, soyanın desteklenmesine devam edilmesi ve desteklerin artan girdi maliyetleri göz önünde bulundurularak güncellenmesi gerekmektedir.

Türkiye’de soya ana ürün ve ikinci ürün olarak yetiştirilebilmektedir. Sıcaklığın soyayı ana ürün olarak yetiştirmeye imkan sağladığı Karadeniz ve Marmara Bölgelerinde ana ürün, ikinci ürün olarak yetiştirmeye imkan sağladığı Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerde ise ikinci ürün olarak yetiştirilmesi, geliştirilen çeşitlerin uygun ekolojik bölgelerde ekim alanları bularak yayılmasının sağlanması ve baklagil bitkisi olarak soyanın, ekim nöbeti sistemlerinin içine alınması hem bitkisel yağ açığımızın kapatılmasına destek olmak hem de ithalatın azaltılmasına katkıda bulunmak açısından çözüme yönelik hedefler olabilecektir.

Soya 1978-1983 yılları arasında ve 1991 yılında desteklenen ürünler listesine dahil edilmiştir. Çukurova Bölgesi’nde soya üretimi, 1980 yılında Tarım ve Köy işleri Bakanlığı tarafından yürütülen bir proje ile desteklenmiş ve hedeflenen verim düzeylerine ulaşılmıştır. Türkiye’de soyanın en önemli alıcıları Çukurova Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (Çukobirlik), yem fabrikaları, yemeklik yağ ve diğer gıda sanayii firmalarıdır. Soya üretimi 1987 yılında 250 bin ton ile rekor düzeye ulaşmışsa da izleyen yıllarda sürekli bir azalma yaşanmıştır. Bu azalışın en önemli nedenleri arasında 1987-1998 yılları arasında mısır ve soya arasındaki fiyat paritesinin mısır lehine gelişmesi ve Çukurova Bölgesi’nde mısır üretiminde zaman içerisinde yaşanan verim artışı gösterilebilir.

Soya fasulyesi bitkisi
Soya fasulyesi bitkisi

Tarımda başlatılan yapısal reformlar ve destekleme yöntemlerindeki değişiklikler kapsamında; hem birliklerin dünya fiyatından ürün almasını sağlamak, hem de üreticiye yüksek fiyat vermek amacıyla 1999 yılı ürünü soya fasulyesinde uygulanmaya başlanan prim sistemi halen devam etmektedir. Yağlı tohumlu bitkiler içerisinde yer alan soya için 2017 yılında fark ödemesi desteklemeleri kapsamında 0,6 TL/kg destekleme yapılmıştır. Ayrıca sözleşmeli soya üretimi yapan işletmelere ilave olarak 0,03TL/kg destek verilmektedir. Bununla birlikte soya üreticileri 2016 yılında birleştirilen mazot ve gübre desteğinden 11 TL/da olarak yararlanırken, 2012 yılından itibaren sertifikalı tohum kullanım desteği olarak 20 TL/da ve 0,35TL/kg yurt içi sertifikalı tohum üretim desteğinden faydalandırılmaktadır.

Ekim 2009 yılından bu yana, Türkiye'nin biyoteknoloji düzenlemelerinin soya ticareti üzerinde önemli etkileri olmuştur. GDO’lu ürünlere yasak getirilmesi ithalatta belirsizlikler oluşturmuştur. 26 Eylül 2010'da yeni bir Biyogüvenlik Yasası kabul edilmiştir.

Kaynaklar

Serkan SEZEN