hortiturkey
Baş Editör

Dikey Tarımdaki Büyüme Trendi

3 Dakikalık Okuma
12 Aralık 2020 Cumartesi
Tarımsal İşletmecilik
Dikey tarım
Özet
Son bir kaç yıldır istikrarlı bir şekilde artış gösteren kapalı alandaki ürün yetiştiriciliği daha ne kadar büyüyebilir?
0
Paylaş

20. yüzyılın başlarında Alman bilim adamı Fritz Haber ve meslektaşı Carl Bosch, ilk kez endüstriyel miktarlarda gübre üretmeyi mümkün kılan amonyak sentezlemenin bir yolunu buldular. Bugün gezegende var olan her 5 insandan ikisinin yaşamının, yiyecek üretim miktarında bir patlamaya sebep olan bu keşfe borçlu olduğu söylenmektedir.

Bugün tarımda yeni bir devrim yaşanıyor.

Topraksız bir ortamda yapılan dikey tarım, sürdürülebilirliğinin yanında, geçmişte ürün yetiştirme fırsatı olmayan alanlarda da ürün yetiştirme olanağı sağlar. Dünyanın her yerinde kullanılmayan yeraltı sığınakları, atıl duran depolar ve konteyner gibi alanlar, yüksek teknoloji ürün ekipmanlar, çevresel kontrol sensörleri ve parlak pembe LED aydınlatma sistemleri ile mahsul yetiştirilebilecek alanlar haline dönüştürülebilmektedir.

Bu alternatif süreç, son yıllarda gördüğü yüksek ilgiye paralel olarak, parada kazandıran bir alan oldu. Küresel olarak 2018 yılında 2,23 milyar $ olan dikey tarım pazarının, 2026 yılına kadar 12,77 milyar $ büyüklüğüne ulaşması bekleniyor.

Pazarın bu denli büyüme trendli ve dinamik oluşu, Avrupalı bir çok girişimcininde bu pazara girmesini sağladı.

Bununla birlikte, dikey tarımda yaşanılan bu devrimle birlikte bir takım sıkıntılarda yaşanmaktadır. Şuan için yapılan dikey tarım üretimlerinin maliyetler açısından yüksek olmasının yanında, bu üretim tekniği ile genellikle dünyadaki beslenmeyi çözemeyecek olan fesleğen, maydanoz ve kekik gibi ürünler üretilmektedir.

Bu yüzdende gelecekte dikey tarımın gideceği genişlemeyi görmek için yapılan çalışmalar hız kesmeden devam ediyor. Dikey tarımın öncüleri, Haber ve Bosch’un gübre sektöründeki yapmış oldukları gibi üretimi arttırıcı bir keşif yapabileceklermi?

İnsanlar neden dikey üretimi seviyor?

Organik ürünler için olan tüketici talebi son yıllarda ciddi bir şekilde artış göstermiştir. Perakende de 2014 yılında 26,3 milyar € olan organik ürün pazarı, sadece 4 yılda, yani 2018 yılında ciddi bir sıçrama yaparak 40,7 milyar € rakamına ulaşmıştır.  

Dikey tarım ile yapılan üretimde, su ve gübre kullanımlarında sağlanan ciddi azalmaların yanında, pestisit ve herbisit kullanımının olmaması, sürdürülebilir şekilde üretilen ürünleri satın alma konusunda giderek bilinçlenen birçok kişi için, bu üretim modelini cazip bir hale getirmektedir.

Normalde Akdeniz ikliminde açık tarlada yapılan domates yetiştiriciliğinde, kilogram başına domateste yaklaşık 60 lt su kullanılırken, Hollanda gibi kuzey ülke seralarında yapılan normal bir yetiştiricilikte su kullanımı ortalama 16 lt ye, dikey tarım yetiştiriciliğinde ise yaklaşık 4 lt ye düşmektedir. Avrupa’da kullanılan toplam suyun %50 sinin, Avrupa’daki tarım sektörü tarafından kullanıldığını düşünecek olursak, tarımsal sulamadaki payın büyüklüğünü de görebiliriz.
Dikey tarım üretim tesisi
Dikey tarım üretim tesisi

Kaynak tasarrufunun yanı sıra, dikey tarım, şehirlerde mahsul yetiştirerek küresel gıda tedarik zincirini basitleştirmenin bir yolu olarak kabul edilmiştir. Bu, ürünlerin; süpermarketlere, restoranlara, dağıtım merkezlerine ve insanların evlerine ulaşmak için önemli ölçüde daha kısa bir mesafe kat etmesine, tazeliklerinin artmasına ve ulaşımdaki egsoz gazı emisyonlarının azalmasına olanak tanır.

İlgili Ürünler

Dikey tarım gelecek vaadetsede, kurulum maliyeti ve enerji gibi bazı unsurların yüksek olması, şimdilik bu üretim sisteminin geniş ölçeklere yayılmasını zorluyor.

Şuan yapılan dikey yetiştiriciliklerin çoğunda fesleğen, maydanoz, biberiye ve kekik gibi yüksek kar marjlı bitkiler yetiştirilip satılmaktadır. Bu sistem ile üretimde diğer bir çok bitki yetiştirilebiliyor olmasına karşın, sistemin kurulum ve işletim maliyetlerinin yüksekliği; üreticileri yüksek kar marjı olan ürünleri yetiştirmeye yönlendirmiştir.

Burada asıl sorulması gereken soru şudur? “Dikey tarımda, ekonomik olarak diğer ürünleri nasıl yetiştirebiliriz?”

Sistemin işleyişi sırasında maliyetleri arttıran en önemli unsur “enerjidir”. Sistem içine dahil edilecek yüksek otomasyon sistemleri ile birim başına düşen üretim maliyetleri düşürülebilir. Örneğin yetiştirme ortamlarına entegre edilen yüksek otomasyon sistemleriyle, neredeyse hiçi bir yürüyüş yoluna ihtiyaç duyulmadan, ısıtma, havalandırma ve aydınlatmanın sadece büyüme alanlarında yapılmasıyla birim başına düşen verimlilikte artış, enerji maliyetlerde ise azalma sağlanabilir.

Led aydınlatma teknolojilerinin veriminin arttırılması ve Led aydınlatma sistemlerin yazılımlarına yapılacak olan yatırımlar ile, her bitkinin tam olarak ihtiyaç duyduğu ışık miktar ve süresinin hesaplanarak uygulanmasıda, üretimi daha verimli hale getirip maliyetlerin düşmesini sağlayacak diğer bir unsurdur.

Enerji üretim tedariği noktasında, sisteme entegre edilecek olan ucuz ve temiz yenilenebilir enerjiler ile, yüksek oranlarda maliyet tasarrufları sağlanacaktır.

Dikey tarımda kullanılan led aydınlatmalar
Dikey tarımda kullanılan led aydınlatmalar
Kaynaklar
Bu içerik için kaynak belirtilmemiş.