Tarım ve Orman Bakanlığı
T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı
Ziraai Mücadele Teknik ve İdari Müdürlüğü

Bağ Filokserası

Zararlı Mücadelesi
25 Aralık Cumartesi
Bağ Filokserası Mücadelesi & İlaçları
Özet
Bağ filokserası için kültürel önlemleri, doğal düşmanları, biyolojik, fiziksel ve kimyasal mücadele yöntemlerini öğrenin.
1
Paylaş

Tanımı, yaşayışı ve zarar şekli

Bağ filokserası’nın köklerde yaşayan formuna radisikol (kök filokserası), yapraklarda yaşayan formuna gallikol (yaprak filokserası) denir.

Kök formu oval veya armut şeklinde, sarımsı yeşil, esmer, kırmızı ve kahverengine kadar değişen renklerdedir (Şekil 36a). Sırtında koyu renkli lekeler vardır. Antenler 3 segmentlidir. Hortumu uzun ve emici olup abdomenin sonuna kadar uzanır. Bacaklar kuvvetlidir. Vücut uzunluğu 0,55-1,35 mm’dir. Yaprak formu ise 1,5-1,7 mm, sarı renkli sırt kısmı lekesizdir (Şekil 36b). Emici hortumu daha kısadır. Bağ filokserası’nın dişileri tarafından 4 türlü yumurta bırakılır. Boyutları 0,27x0,14 mm’dir. Bunlardan birinci tip; kökte yaşayan dişinin çiftleşmeden bıraktığı yumurtadır. Çok küçük olup sarı renklidir. İkinci tip yumurta topraktan çıkan kanatlı dişilerin asma kabuklarının yarıkları arasına bıraktığı yumurtadır. Bunların bir kısmı küçük, bir kısmı büyüktür. Küçüklerden erkek, büyüklerden dişi bireyler çıkar.

Üçüncü tip yumurta döllenme sonucu meydana gelen kışlık yumurtadır. Bunlar önce sarı sonra yeşilimsi bir renk alırlar. Dördüncü tip yumurta gallikoller tarafından çiftleşmeksizin bırakılan yumurtalardır. Bu dört tip yumurtadan çıkan larvalar gözle görülmeyecek kadar küçüktürler. Boyutları 0,55 mm kadardır. Yeşilimsi sarı renklidir. Dört gömlek değiştirdikten sonra ergin olurlar.

Kök filokserası kışı nimf halinde asma köklerinde geçirir. İlkbaharda beslenip yeni döller vermeye başlar. Köklerde yerleşmiş olan ana radisikol yumurta bırakır ve yumurtadan çıkan larvalar ana etrafında birlikte bulunurlar. Beslenen ve gelişen larvalar ergin olarak yaz süresince bir kökten diğerine veya toprağın yarık ve çatlaklarından çıkarak diğer asmalara geçerler. Bunlara göçmen denir ve yeni koloniler oluşturarak yeni bulaşmalara sebep olurlar. Yılda 4 veya daha fazla döl verirler.

Yaprak filokserası, kışı asmaların iki üç yaşlı gövdelerinin kabukları arasında yumurta halinde geçirir. Yumurta bir sapçıkla bulunduğu yere bağlıdır. Havaların ısınması ve gözlerin uyanmasıyla birlikte yumurtalar açılır ve genç bireyler genç yapraklara giderek orada gal oluşumuna neden olurlar. İlk galler yaprağın alt yüzünde olsa bile, yazın yoğun bulaşmalarda alt yüzünü tamamen kapladıktan sonra sürgünlere kadar yayılırlar. Galler içinde yaşayan gallikoller kanatsızdır. Çiftleşmeden yumurta
bırakırlar. Yaz boyunca 6-7 döl verirler.

Kışlık yumurtalardan çıkan ve 1. dölden meydana gelen bireyler %100 gallikol, ikinci dölde %90 gallikol ve %10 radisikol’dur. Sonraki döllerde artan radisikol’ler mevsim sonunda %100 radisikol karakteri gösterirler. Son döle ait bireyler, sonbaharda yapraklardan köke inip radisikol formunu meydana getirirler. Köklerde birçok döl verdikten sonra, sonbaharda bunlardan kanatlı bitler meydana gelir. Kanatlı bitler asmaların yeşil aksamına yumurtalarını koyarlar. Bu yumurtalardan çıkan erkek ve dişi bireyler çiftleşir ve her bir dişi bir adet kışlık yumurta bırakır.

Bağ filokserası’nın kök formunun dişi, nimf ve yumurtaları
Şekil 36. a) Bağ filokserası’nın kök formunun dişi, nimf ve yumurtaları b) Bağ filokserası’nın yaprak formunun dişi, nimf ve yumurtaları

Kök filokserasının köklerde beslendiği yerlerde emgi sonucu meydana gelen şişkinlikler görülür (Şekil 37a). İnce köklerde meydana gelen 2,5-4,0 mm boyundaki yumrucuklara “nodozite”; kalınlaşmış ve sertleşmiş kökler üzerindeki büyük yumrulara “tüberozite” denir. Nodozite ve tüberozitelerin çürüyüp dağılmaları ve bu durumun devamlı tekrarı, asmanın toprak altı organlarının kaybolmasına dolayısıyla asmanın kurumasına neden olur.

İlgili Ürünler

Yaprak formları ise yeni açılan tomurcuklara giderek taze tomurcuk ve yaprakları sokup emerler. Emgi noktalarında yaprak dokusu alt yüzeye doğru çıkıntılar meydana getirerek galleri oluşturur (Şekil 37b). Epidermis hücrelerinin bölünüp çoğalmasıyla gal üzerinde kıllar meydana gelir (Şekil 36b).

Bağ filokserası ile bulaşık olan bağlarda zamanla sürgünlerde genel bir durgunluk, asmada zayıflık, yapraklarda küçülme ve sararmalar görülür (Şekil 37c). Boğum araları daralır, çubuklar odunlaşamadıklarından kışın soğuktan etkilenirler. Ayrıca salkımlarda tanelerin seyrekleştiği, normal tatlanma ve renklenmenin olmadığı görülür. Asmalar bir kaç yıl içinde ağır bir durgunluk göstererek kururlar. Bu tip asmalar bağın içinde kümeler halindedir.

Bağ filokserası’nın köklerde oluşturduğu nodosite
Şekil 37. a) Bağ filokserası’nın köklerde oluşturduğu nodosite b) Bağ filokserası’nın yaprakta oluşturduğu galler c) Bağ filokserası ile bulaşık asma

Bağ Filokserasının Mücadelesi

Kültürel önlemler

Bağ filokserası’nın asma kökünü emdiği kısımda asmanın gösterdiği reaksiyon ile bir mantar tabakası meydana gelir ve bu tabaka kökün iç kısımlarını çürümekten korur. Yerli asmalarda bu reaksiyon yavaş olduğundan mantar tabakası ya çok incedir veya hiç oluşmaz. Amerikan asmalarında bu tabaka çok kalın olmaktadır. Bu bakımdan %60’tan az kum içeren topraklarda bağ tesisinde toprağın tipine göre Bağ filokserası’na dayanıklı, toprağın kireç oranına, üzerine aşılanacak asma çeşidine ve bölge koşullarına uyabilen anaçlar kullanılmalıdır.

Bağ filokserası’nın bulunduğu bölgelerden temiz bölgelere topraklı veya topraksız asma fidan ve çubukları taşınmamalıdır. Kumlu topraklarda Bağ filokserası hareketsizleştiğinden yeni kurulacak bağların bu tip topraklarda kurulmasına özen gösterilmelidir.

Kimyasal mücadele

Kök filokserasının etkili bir kimyasal mücadelesi olmadığından önerilmemektedir. Bağ filokserası’na karşı yapılacak mücadele, bulaşmayı önlemeye yönelik olmalıdır. Bunun için de, bulaşık olmayan alanlara kurulacak bağlarda, yine Bağ filokserası ile bulaşık olmayan köklü veya köksüz bağ çubuğu kullanılması gereklidir. Bu nedenle de çubuklar dikimden önce mutlaka fümige edilmelidir.

Fümigasyona tabi tutulacak köklü veya köksüz çubukların önce köklerindeki topraklar yıkanmalı ve demetler haline getirilmelidir. Fümigasyonda methyl bromide (CH3Br) kullanılmalıdır. Fümigasyonun hava geçirmeyen odalarda yapılması halinde; 18°C’de, 1 m³ için 32,5 g methyl bromide uygulanmalıdır. Bu koşullarda fümigasyon süresi 2-2,5 saat olmalıdır. Fümigasyon süresince oda içinde vantilatörle hava sirkülasyonu sağlanmalıdır.

Fümigasyonun atmosfer basıncı altında uygulanması halinde, 16-20°C’de, 1 m³ için 40 g methyl bromide kullanılmalıdır. Bu koşullarda fümigasyon süresi 4 saat olmalıdır. Ancak fümigasyon odasını her koşulda bulmak güç olduğundan, fümigasyonun atmosfer basıncı altında uygulanması daha pratik ve geçerli bir yöntem olarak görülmektedir.

Bu nedenle de atmosfer basıncı altında yapılacak fümigasyon koşulları Çizelge 3’te verilmiştir.

Sıcaklık (ºC) Doz (gram) Süre (Saat)
4-10 56 4
11-15 48 4
16-20 40 4
21’de fazla 32 4
Çizelge 3. Atmosfer basıncı altında, 1 m³ için, methyl bromide ile fümigasyonun koşulları

Kaynaklar

Bu makale, T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI’ndan alınmıştır. İçerikte hiçbir değişiklik yapılmamıştır.

Orijinal Makale

Dr. F. Özlem ALTINDİŞLİ, Dr. Öncül K. CANER, Dr. Ercan CANIHOŞ, Dr. N. Mükerrem ÇELİKER, Dr. Emre EVLİCE, Dr. Nurdan GÜNGÖR SAVAŞ, Dr. Bilgin GÜVEN, Dr. Aydan KAYA, Özen MERKEN, Dr. Serkan ÖNDER, Dr. Fatma ÖZSEMERCİ, Dr. Naim ÖZTÜRK, Dr. Dilek POYRAZ, Dr. Nursen ÜSTÜN, Dr. Yıldız SOKAT, Abdullah YILMAZ (2017). Bağ Entegre Mücadele Teknik Talimatı. Ankara: T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI